Post image
Görmezden gelinen savaş

Arayis__2

Aslı Selçuk

23 Ocak’ta gösterime giren “The Search-Arayış”, savaşın anlamsızlığını, acımasızlığını, yıkıcılığını duygusal ve gerçekçi bir vurguyla irdeliyor.

Akademi ödüllü yönetmen Michel Hazanavicius sinemaya girdiğinden beri komedi ve saygı türünde filmler gerçekleştirdi. La Classe américaine(1993) alay barındıran tarzda seslendirilmiş Amerikan filmlerinin bir kolajıydı.

OSS 117:Cairo, Nest of Spies(2006) ile OSS 117:Lost in Rio(2009)  007 James Bond’la dalga geçen casusluk parodileriydi. Hollywood’un Altın Çağı’na saygıda bulunan The Artist’le(Artist/2011) en iyi film ve yönetmen Oscar’larını aldı. Artist’ten sonra çevresi yine bir komedi yapmasını bekliyordu. Herkes bu kez nasıl bir yol izleyeceğini merak ediyordu.

“Ruandalı bir arkadaşım bana sığınmacılarla ilgili salt belgeseller yetmez konulu filmlerde yapılmalı dedi. Ben komedilerin yönetmeniyim ama onun sayesinde  sınırlarımı aştım” diyen Hazanavicius Ruanda soykırımını anlatan Tuez les tous!(Hepsini Öldürün/2004) adlı belgeselin yapımcılığını üstlendi.  Bu belgeselin ardından sinemacı Fred Zinnemann’ın Hollywood’da From Here to Eternity(İnsanlar Yaşadıkça/1953), High Noon (Kahraman Şerif/1952) kadar tanınmayan The Search(Arayış/1948) adlı melodramına yönelir. 2. Dünya Savaşı bitiminde izleyicileri sarsmasına karşın bu film gişede başarılı olmaz. 1945’te Almanya’daki toplama kamplarından sağ kurtulan Hanna (Jarmila Novotna)  oğlu Karel’i (Ivan Jandi) arar. Karel’i Amerikalı çavuş Steve (Montgomery Clift) bulur. Karel’in ailesini bulamayan Steve onu Amerika’ya götürür.

Yedi yıl önce bu melodramı izleyip çok etkilenen yönetmen Arayış’ı yeniden çekmeye karar verir. Zinnemann’ın bu filmi çok önemlidir, çünkü o yıllarda Hollywood’da filmler stüdyolarda çekilirken Avusturyalı yönetmen ekibiyle Almanya’ya gidip Nürnberg, Würzburg, Ingolstadt’ta çekim yapar. Bu yolculuk bir anlamda Avrupa’dan sürülen ebeveynlerinin topraklarına dönüştür. O dönemde savaşın dehşetini sergileyen bu tür filmler çok azdır, para makinesi, yıldız fabrikası Hollywood’un kamplardan sağ kurtulanların öykülerini işlemesi de pek beklenmezdi.

Hazanavicius, 1948 tarihli Arayış’ı 1999’daki Çeçenistan–Rusya savaşına uyarlar. Çeçenistan’ın bir köyünde yaşayan küçük Hadji’nin (Abdul Khalim Mamutsiev) gözleri önünde ailesi Rus askerlerce kurşuna dizilir. Hadji’den uzak düşen ablası Raissa (Zukhra Duishvili) onu her yerde aramaktadır. Bölgede göreve gelen Avrupa İnsan Hakları Örgütü sorumlusu Carole’un (Bérénice Bejo) yolu Hadji’yle kesişir. Öksüzler yurdunun müdiresi Helen (Anette Bening) Hadji’ye yardım etmeye çalışır. Uyuşturucu bulundurmaktan ötürü tutuklanıp Rus ordusuna katılmak zorunda kalan 20 yaşındaki Kolya (Maksim Emelyanov) gerçeklikten gittikçe kopmaktadır.

Medya açısından Putin rejimince kapatılan, uluslararası toplulukların ilgisinden uzak kalan, bazılarınca terörist bir toplum olarak nitelendirilen, André Glucksmann gibi az sayıda aydının diretmesiyle gündeme gelen Çeçenistan’ın bağımsızlık savaşını irdeleyen dram gerçekle romanesklik arasında gezinir.

Zinnemann gibi gerçekçi olmak için Hazanavicius ekibini Çeçenistan’ın komşusu Gürcistan’a taşır. İlk Arayış’ın anlatım yapısına sadık kalsa da çok sayıda öğeyi değiştirir. Fransız–Gürcü ortak yapımın bütçesi 22 milyon Avro’dur. Kendinden beklenen türün karşıtını seçen, yeniden sınırlarını aşan, “Çeçenistan savaşıyla ilgili bir film yok. Orada yaşananlar nedense yeterince umursanmıyor. Soluklu, alabildiğine kapsamlı bir dram yapmak istedim” diyen Hazanavicius Akademi ödüllerinden ötürü bütçenin yüksek tutulduğunu, bu gibi projelere ancak 1.5 milyon Avro verildiğini vurguluyor. S

(Cumhuriyet, 16.01.2015)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN