Post image
“Geçmişini, geleceğini ağır bir yük gibi taşıyan tüm kadınlara…”

isimsiz-ses-getirdi-3896

DAVUT İPEK

Usta öykücü Gönül Çatalcalı ilk romanıyla, karşımıza bugüne dek alıştığımız roman anlatı evreninden farklı bir biçimde çıkıyor. Geçmişten bugüne bir bağ kurarak günümüz insanının bölünmüş kimliğine vurgu yapıyor. “Söz”ünü söylerken kullandığı dil, kitabın şaşırtıcı kurgusu “isimsiZ’i” bir başka yere taşıyor. Psikolojik derinlikler barındıran romanın konusu ve olayların örgüsü, okuyucuyu metnin içine hapsediyor. Nefes almadan bir kerede okunası kitaplar arasına girmeye aday olan isimsiZ, okuru kuşatıyor, romandaki “büyük giz”in peşinden sürüklüyor, yürekte vurgun etkisiyle sarsıyor… Üstelik yazınsal bir metin olma özelliğinden bir şey yitirmeden…

İzmirli yazar Gönül Çatalcalı’nın yeni çıkan kitabı ‘İsimsiz’, okuyucularından olumlu eleştiriler almaya devam ediyor. ‘İsimsiz’, öykü, hikaye yazarı olan Çatalcalı’nın ilk romanı olma özelliğini de taşıyor. Kitabı için bir imza günü ve söyleşi düzenleyen Gönül Çatalcalı ve okurları, Alsancak’ta bulunan Yakın Kitabevi’nde bir araya geldi. Gazetemize kitabıyla ilgili bilgiler de veren yazar şunları söyledi:

“Kitabım 9 Ekim’de piyasaya çıktı. Aslına bakarsanız ben öykücüyüm. Üç tane öykü kitabım var. Fakat öykünün kapsamı sınırlı. Her meseleyi öyküde anlatamıyorsunuz. Bazı meseleleri bir öykü boyutunda çözümleyemiyorsunuz. Benim on yedi yıl önce yazdığım bir öyküm vardı ve bunun sonucunu bir türlü getiremiyordum. Birkaç arkadaşıma danıştım ve bu öykünün ancak bir roman olabileceğini söylediler. Önce ben romancı değilim dedim. Ama roman yazma zamanım gelmiş olacak ki yıllardır zihnimde beklettiğim bu hikayeyi romana taşıdım.”

isimsiz

“Öykü çok önemli bir tür”

Gönül Çatalcalı, öykücülüğün içinden gelen biri olarak şunları söyledi:

“Öyküyü bir basamak olarak kullandığımı merak edenler oldu. Ama asla böyle bir şey söz konusu değil. Çünkü ben öykücülüğün içinden gelen biriyim ve öykünün ne kadar önemli bir edebi tür olduğunu biliyorum. Öykü benim için bir basamak değil. Ama söylediğim gibi birtakım meselelerin öyküye sığdırılması biraz zor. O dar alanda çözülemeyen konular oluyor bu yüzden bir roman yazmaya karar verdim. Kitabımın adını ‘İsimsiz’ koydum. Kitap bir kadının parçalanmış kimliğini anlatıyor. Toplumumuzda yaşayan bir kadının geçmişinden getirdiği birtakım kompleksleri, bilinçdışına ittiği birtakım şeyleri gün yüzüne yok oluş biçiminde vuruyor ve bu bir yok oluşun hikayesi. Bu yok oluş sadece bir kişiyi ilgilendirmiyor. Çevresinde yaşayanları da yakından etkiliyor. Bütün duygusal kırılmaları, pişmanlıkları anlatıyor belki de.”

“Kadın hak ettiği yerde değil”

Türkiye toplumunda kadınların hak ettikleri yerden uzakta olduklarını da söyleyen Çatalcalı, “Kadınların ülkemizde hak ettikleri yerde olduklarını düşünmüyorum” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye sadece Ege Bölgesi’nden ya da Ege Bölgesi sadece İzmir’den, İzmir de sadece Alsancak ve Karşıyaka’dan oluşan bir yer değil. Bugün kadınların birçok sorunu çözülmüş gibi görünse bile ülke boyutunda baktığımızda varoşlarda, çevre semtlerde, merkezden biraz daha uzaklaştığımız yerlerde kadınların üzerine yüklenen o kadar fazla sorun var ki. Bırakın çözülmeyi, üzerine gidildiğinde daha da artan sorunları var kadınların. Bu bir kadın sorunsalı. Bir kadının seçme ve seçilme hakkı elde etmesiyle iş bitmiyor ya da meclise girmesiyle… En köşedeki kadına ulaşmak gerekiyor. En uçtaki kadınlara ulaşmak gerekiyor. Ama maalesef onlara başkaları ulaşıyor, bizler ulaşamıyoruz. Ben ezilmiş olan bu kadınların, var oluşlarını sırtlarında büyük bir yük gibi taşıyan kadınlara adadım bu kitabımı. Onlara bir özür borcumuz var diye düşünüyorum. ben sadece aracıyım.” 

“Olumlu dönüşler oluyor”

Okuyucuların ‘İsimsiz’ için son derece olumlu dönüşler yaptığını belirten Çatalcalı, şunları da kaydetti:

“Kitapla ilgili çok olumlu eleştiriler ve değerlendirmeler aldım. Bu beni çok mutlu etti, çünkü sonuçta ilk romanım. Kitap bir polisiye tadında ama edebi dilinden hiçbir şey kaybetmeden, edebiyat ötelenmeden yazılmış bir kitap. Bilindiği gibi polisiye kitaplarda edebiyat ikinci hatta üçüncü planlarda olabiliyor. Ama bu kitapta buna rastlamıyoruz. Sadece kadın sorunlarına değinen bir kitap değil bu aslında. Çünkü kadının sorunu aynı zamanda erkeğin de sorunudur. Kitapta bir giz var ve bu giz kitabın sonuna kadar kendisini koruyor. Zaten kitabın polisiye havasını da o yaratıyor. Kitabın sonunda çözülen bir giz var. Edebi dilden ödün vermek istemeyen, dili çok büyük bir titizlikle korumaya çalışan bir yazarım.”

“Yazarken zorlandım”

İsimsiz’i yazarken zorlandığını ifade eden Çatalcalı, sebebini ise şöyle açıklıyor:

“Bu kitap beni biraz zorladı açıkçası. Çünkü ben bir öykü yazarıyım ve roman biraz daha kapsamlı bir olay. Öyküyü üç ya da beş sayfada temasını bozmadan yazabilirsiniz. Ama romanı idare etmek gerçekten çok zor. Karakterleri ileriye doğru olarak taşımak, elli sayfa önce söylediğin bir cümleyi yalanlamamak gibi birtakım sorunları vardır romanın. Daha doğrusu var olduğunu gördüm. Ama çok da zevkli bir tür olduğunu gördüm romanın. Çünkü romanda birçok şeyi söyleme olanağınız var. Daha fazla izlenim yaratma, öyküde anlatamadığınız birçok şeyi romanda anlatma imkanınız oluyor. Kitabı üç yılda yazdım. Elli sayfasını bir yılda tamamladım. Sonraki altı aylık bölümü bir boşluk zamanı oldu, çeşitli sorunlardan dolayı. Daha sonraki bir buçuk senede kitabımı tamamladım. Kitaptaki kurguyu diri tutmak, her anına onu ilmek ilmek işlemek çok zordu ama bir o kadar da keyifliydi benim için. Beni romana teşvik eden arkadaşlarım çoktu. Ama ben öykü yazarı olmakta ısrar ediyordum. Şimdi bu romanı yazdım ve romanın tadını aldıktan sonra ben bunu bırakabileceğimi sanmıyorum. Öyküyü asla bırakmayacağım, yazmaya devam edeceğim. Ama bugün masamda bulunan, yeni yazmaya başladığım roman da var. Ne kadar zamanda biter bilmiyorum. Ama yazmak benim için önemli. Öncelikle kendimi ikna edip, eserin içime sinmesi lazım. Daha sonra basım aşamasını ve diğer prosedürleri düşünürüm diye bakıyorum olaya.”

Son olarak okurlarına teşekkür ettiğini söyleyen Çatalcalı, “Her platformda geri dönüş aldığım okurlarım oldu. Kitabı okurken yaşayan okurlarımın olduğunu görmek beni oldukça memnun etti. Çünkü dediğim gibi bu benim ilk romanımdı ve gelecek eleştirileri çok merak ediyordum. Roman yazmaya devam edeceğim” dedi.

(Gazetevatan.com, 12.10.2014)

 

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN