Post image
‘Evlilik Sertifikası’ kadına şiddeti önler

BIZIM_ANADOLU_20160518_4

H. SERTEL KAVAKLIOĞLU

İSTANBUL – Nitelikli bir toplum olabilmenin tek yolunun nitelikli bireylerin artarak çoğalmasıyla mümkün olduğunu ifade eden Gazetemiz yazarı Leyla Liman Oruç’un yıllardır yazdığı ve 6 yıl önce de gündeme getirdiği, birçok insana da ütopik gelen 2 projesinden biri olan ve büyük ilgi gören “Evlilik Ehliyeti”, bir başka deyişle “Evlilik Sertifikası”nin hayata geçmesi için ilk adım önceki gün Kayseri’de atıldı.

Kayseri Valisi Orhan Düzgün, evlenecek çiftlerden evlilik öncesi eğitim sertifikası isteneceğini bildirdi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yakın ilgi gösterdiği proje, incelendikten sonra hayata geçirilip geçirilmeyeceğine karar verilecek. Kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesini amaçlayan proje onaylanırsa evlilik hazırlığı yapan adaylar evlenebilmek için Evlilik Ehliyeti veya sertifikası almaları zorunlu olacak. Projenin öncüsü Leyla Liman Oruç nitelikli bir toplum olabilme hayalinde hala ısrarcı olduğunu tekrar tekrar ifade etmekten kaçınmıyor. “Nitelikli bir toplum olabilmenin tek yolu nitelikli bireylerin artarak çoğalmasıyla mümkündür. Aksini iddia eden olursa bizden değildir” diyen yazarımız Oruç, projesini şöyle anlatıyor:

“Ülkemiz kadın cinayetlerinde neredeyse dünya şampiyonuna aday. Ne yazık ki durum bu… Peki neden? Bir yastığa baş koyup bir ömür boyu beraber olmak için imza atan adamlar bir süre sonra eşlerinin celladı oluveriyorlar? Sizce kadınlar nerede hata yapıyor? Evlenmeden önce sadece uzman kişilerin anlayabilecekleri potansiyel suçlu kocalarını tanıyamamalarından mı kaynaklanıyor bu vahim tablo? Nişanlılık döneminde eş adayları birçok rahatsızlıklarını, kötü alışkanlıklarını, sorunlu hallerini gizleyebilecekleri için bu durusun yaratacağı olumsuzlukları ortadan kaldırabilme veya azaltabilmek ancak konuya hakim uzmanların incelemeleriyle mümkün olacaktır. Hiç kimse kocası tarafından vahşice katledilmek için evlilik cüzdanına imza atmıyor. Suça eğilimli insanların evlilik öncesi tespiti mutlak suretle yapılmaya çalışılmalıdır.”

1

Suça yatkın kişilerin genetik yapısına dikkat çeken Oruç, şunları söylüyor:

 “Bazı ülkelerde suç işleyen suça yatkın olan kişilerin mutlak suretle genetik yapıları incelendiğini yapılan çalışmalarda görmekteyiz. Adam öldürmenin bir bağımlılık olduğuna ve kalıtım yoluyla geçtiğine inananlar olduğu gibi DNA’nın yapısını aydınlatanlardan biri olan Nobel ödüllü dames Watsan, ‘Kaderimizin büyük ölçüde genlerimizde yazılı olduğunu biliyoruz’ dediği gibi bize ışık tutacak bunca tespit varken, hatta 1968’de ünlü tıp dergisi The Lancet’te yayınlanan bir araştırmada normal erkek kromozomunun XY olması gerektiği halde bir yerine iki Y kromozomu taşıyan erkekler ‘daha fazla erkek’ olduğu, bu kalıtımsal kusurun kişiyi, elinde olmadan şiddet göstermeye ve suç işlemeye yönlendirdiği şeklinde yorumlanmıştır. XYY ile suçluluk arasında mutlak bir ilişki olduğuna inanan ve bu kromozomu taşıyor diye doğmamış oğlunun yaşamına son veren çok sayıda kadın olduğuna kayıtlarda rastlıyoruz. Bir başka husus ise çocukluklarında anne şefkatinden yoksun dövülerek büyütülenlerin büyüdüklerinde suça yatkın oldukları kanıtlanan örnekler arasında. Bununda genlerle ilgili bağlantısını araştırdığımda ‘MAOA’ genine rastladım. MAOA geninin 2 çeşidi varmış. Kısa ve Uzun olarak. Uzun şeklini taşıyanlar çocukluklarında fena muameleyle karşılaşsalar bile ileride şiddet göstermiyorlar. Kısa genini taşıyanlar ise risk altında. Dünya’da bazı mahkemelerin MAOA geninin suçlularda araştırılmasına izin vermediğini de araştırmamı yaparken öğrendim. Geni bozuk diye suç indirimi almasınlar gibi bir mantık geldi aklıma. Hele hele çocuk istismarında gözlemlenen anti sosyal kişilik bozukluğu olan insanların tespiti çok önemli. Yaşamı boyu kendini ifade edememiş, sorunlu bir çocukluk yaşamış, sevgiden yoksun ve toplumda var olmak isteyip kendine mutlu olabileceği bir yer edinememiş insanlara baktığımızda dahi suça meyilli halleri çok net göze çarpmaktadır.”

2

“MUTLAK SURETLE ‘EVLİLİK EHLİYETİ’ALMAK ZORUNDALAR”

Oruç, şöyle devam etti:

“Bu ve benzeri araştırma ve istatistikler o kadar çok ki. Ben de diyorum ki; evlenmek isteyen eş adayları mutlak suretle ‘Evlilik Ehliyeti’ almak zorundalar. Kişinin ruhsal ve bedensel yapıları uzmanlar tarafından incelenerek tespitler yapılmalı. Kişilerin cinsel eğilimleri, cinselliğe bakış açıları da dikkatlice incelenmeli Kişilerin sosyo-ekonomik boyutları tespit edilmeli Kişilerin gerektiği durumlarda genetik detaylarına bakılmalı burada yazmadığım daha birçok yönden incelenilerek sağlıklı bir aile için uygun olabilme puanlamaları yapılmalı… Hem kadın hem erkek için. Sonuçlar uzmanların bilgi ve önerilerine göre açıklanmalı veya saklanılmalı. Nasıl ki sürücü belgesi alamayanlar trafiğe çıkamıyor ‘Evlenebilme Ehliyeti’ veya ‘Evlenebilme Sertifikası’ olmayanlar da bu kuruma adım atmamalı. Hatta belli yıl aralıklarıyla bu ehliyetlerin kontrollü yenilenmesi de mümkün kılınmalı. Aksi takdirde işlenen cinayetlerin devamı artarak gelecektir.”

“DİLEĞİMİZ UZUN VE GÜZEL BİR YAŞAM”

19-Wedding-Photography“Dileğimiz ve hedefimiz; evli, mutlu, çocuklu, uzun ve güzel bir yaşam” diyen Leyla Liman Oruç, “Nitelikli, sağlıklı çocuk yetiştirebilmenin ilk aşamasının sağlıklı ruhlara sahip anne ve baba olmaktan geçtiğini hiç kimse unutmamalıdır. Bazılarınızı duyar gibiyim. Ruh sağlığı yerinde insanların sayıları ne kadar az ise bekar yaşamlar o kadar çok mu olacak? diye… Karar sizin! Evli ama katledilip ölecek! Bunu mu seçersiniz yoksa; bekar ama özgür ve huzurlu bir yaşamı mı? Tabii ki dileğimiz ve hedefimiz; evli, mutlu, çocuklu, uzun ve güzel bir yaşam… Haydi nitelikli bireyleri çoğaltmak için büyük projeme kulak verin ve hayata geçirelim. ‘Evlilik Ehliyeti’ ya da “Evlilik Sertifikası’ için çalışalım… Kısaca ‘EE’ ya da ‘ES’ diyelim” dedi.

(Bizim Anadolu, 18.05.2016)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN