Post image
“En az” 726 hayvan av nedeniyle öldürüldü

Sultan YAVUZ

HAKİM (Hayvan Hakları İzleme Komitesi), 2020 yılının ilk 6 ayında yaşanan hayvan hakları ihlalleri raporunu online gerçekleştirdiği bir basın toplantısıyla açıkladı. Rapora göre, 2020 yılının ilk 6 ayında en az 522 milyon 349 bin 599 hayvanın yaşam hakkı gaspı meydana geldi. Basına yansıyan haberlere göre “en az” 726 hayvan avcılık nedeniyle öldürüldü, “en az” 251 hayvan zehirlenerek öldürüldü, “en az” 2 bin 275 hayvan trafik kazalarında hayatını kaybetti.

Online düzenlenen basın toplantısına, HAKİM’den Fatma Biltekin, Yunuslara Özgürlük Platformu’ndan Öykü Yağcı, Hayvanlara Adalet Derneği’nden Avukat Melike Özdemir Ballı, Hayvan Hakları ve Etiği Derneği’nden Ezgi Akdağ ile Halkların Demokratik Partisi Mersin Milletvekili Rıdvan Turan katıldı.

HAKİM’den Fatma Biltekin’in konuşması ille başlayan toplantıda, “Hayvan hakkı ihlallerini raporlamamızdaki en temel amaç toplumun büyük bir kesimi tarafından yok sayılan hayvanların yaşadıkları acıyı görünür kılmaktı” diyen Biltekin, pandemi döneminde artan hayvan hakkı ihlallerine dikkat çekti.

İhlallerin yargı ve yasamadaki yansımasına değinen Biltekin, hayvan hakkı ihlallerinin yoğun olduğu Ocak – Haziran 2020 tarihleri arasında yalnızca hayvan haklarıyla ilgili iki kanun teklifi kaydı bulunduğunun altını çizdi. Biltekin, “Meclis’te milletvekilleriyle yaptığımız görüşmelerde öncelikle hayvanlara bakış açısının değişmesini hedeflerken, aynı zamanda, mücadele edilmediği takdirde hayvanların aleyhine olacak şekilde yasaların hazırlanmasına engel olmak” dedi.

Biltekin’in ardından söz alan Hayvan Hakları ve Etiği Derneği’nden Ezgi Akdağ, “2020 yılının ilk 6 ayında en az 522 milyon 349 bin 599 yaşam hakkı gaspı raporlandı” dedi.

Akdağ, “Yaşamın bütün canlılar için değerli olduğunu, yaşam hakkının siyaset üstü bir mesele olduğunu tekrar hatırlatıyoruz” diyerek hayvanların insanlar tarafından gasp edilen haklarının bir an önce geri verilmesi, bunun için de hayvanların hukuksal olarak mal statüsünden çıkarılması gerektiğinin altını çizdi.

Akdağ, “Bu 6 aylık rapor, pek çok veriye ulaşamamıza rağmen, hayvanların yaşadıkları ihlallerin ne kadar derin ve toplumsal bir sorun olduğunu gösteriyor” diye vurgulayarak yaşam hakkı savunucularının hayvanların hakları geri verilene kadar bu hakların savunucusu olacağını söyledi.

 

 

6 aylık hayvan hakları ihlali raporu

Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek hayvan hakları ihallelerini raporlaştıran HAKİM, bu çalışmadaki asıl amaçlarının toplumun büyük bir kesimi tarafından yok sayılan hayvanların yaşadıkları acıyı görünür kılmak olduğunu ifade etti. 6 aylık ihlal raporunda, medyaya yansıyan haberleri, sosyal medya ihbarlarını, TÜİK ve Hayvancılık Genel Müdürlüğü verilerini kullandıklarını ve söz konusu verilerin tablonun sadece küçük bir kısmını ortaya koyduğunu belirten HAKİM raporunda “Bu yüzden açıkladığımız bütün verileri ‘en az’ vurgusu ile yayınlıyoruz” ifadesi kullanıldı.

Raporda, pandemi sebebi ile sokakta yaşayan hayvanların yemekte bulmakta zorlandığı ve barınakların ziyaretçilere kapatılarak, personel sayısının azaltılmasıyla birlikte “barınaklara hapsedilen hayvanların” yaşadıkları hak ihlallerinin daha da derinleşerek, gönüllülerin sokakta olmaması nedeniyle sokak hayvanlarının şiddete daha açık hale geldiği belirtildi.

Raporda, “Mezbahalarda, süt, yumurta çiftliklerinde, deney merkezlerinde, avcılıkta, kürk çiftliklerinde, balıkçılıkta, yunus parklarında, hayvanat bahçelerinde, yurtiçi ve yurtdışı hayvan nakillerinde, faytonlarda, at arabacılığında, arıcılıkta, ipek böcekçiliğinde, tematik akvaryumlarda hayvanların yaşadıkları rutin şiddet yine görünmez olmaya, bilinmez kılınmaya devam etti” denildi.

Yaşam Hakkı Gaspı

2020 yılının ilk 6 ayında “en az” 522 milyon 349 bin 599 yaşam hakkı gaspı raporlandı. Raporda yer alan ve medyaya yansıyan yaşam hakkı ihlalleri; zehirleme, boğma, yakma, asma, ateşli silahla öldürme, cinsel şiddet, deri yüzme, uzuv kesme, trafik kazaları, avcılık ve ihmal nedeniyle ölümleri içeriyor.

Basına yansıyan haberlere göre “en az” 726 hayvan avcılık adı verilen insanın kanlı hobisi yüzünden katledildi. “En az” 251 hayvan zehirlenerek öldürüldü, “en az” 2 bin 275 hayvan trafik kazalarında hayatını kaybetti.

İşkence

Basına ve sosyal medyaya yansıyan haberlere göre “en az” 221 hayvan işkenceye maruz bırakıldı. İşkence olarak tanımlanan hak ihlâlleri ise hayvan toplama sırasında uygulanan fiziksel ve psikolojik şiddet; ateşli silahla yaralama; yakma; kulak kesme; köpek, horoz dövüştürme; darp, kesici ve delici aletlerle saldırılar; arabanın arkasına bağlayıp sürükleme; tecavüz; taşla ezme; kafa kesme; deri yüzme; pati delerek zincir takma ve dövme olarak belirtildi.

HAKİM, “Deney laboratuvarlarında; hayvan dövüşlerinde; sevk esnasında; süt çiftliklerinde, kürk çiftliklerinde, mezbahalarda, yün, tiftik üretiminde devlet koruması ile hayvanların tutsak edildiği tesislerde, mekânlarda, hayvanlara yönelik sistematik, rutin bir işkencenin olduğunu biliyoruz, ama bu tesislerde yaşananların üstü örtülü ve denetimden uzak bir şekilde gerçekleşmesi bu vakaları raporlamamıza engel oluyor” dedi.

Özgürlüğü Kısıtlama

“En az” 521 milyon 728 bin 39 özgürlüğü kısıtlama vakasının raporlandığını ifade eden HAKİM, “Özgürlüğü kısıtlama vakaları; eti için yetiştirilen, öldürülen ve özgürlüğü çalınan tavuk ve hindi sayısı, canlı mühre olarak hayvan kullanımı, sokakta yaşayan hayvanların toplatılıp hapsedilmesi, alıkoyma, bazı hayvanları yaşam ortamı ve türlerine uygun olmayan yerlere hapsetmek, devlet tarafından el konulan hayvanlar, taşınan hayvanlar olarak karşımıza çıkıyor. Ancak besi ve süt çiftliklerinde, hayvanlı sirklerde, kürk çiftliklerinde, petshoplarda, deney laboratuvarlarında, üniversitelerin araştırma enstitülerinde, yaban hayvanı üretim çiftliklerinde, barınaklarda, hayvan taşımacılığında, yün ve tiftik üretiminde kısacası hayvanların özgürlüğünün kısıtlandığı her mekân, tesis ve kuruluşta, milyonlarca hayvanın tâbi tutuldukları esarete dair net bir veri elde edilemiyor” diye belirtti.

Raporda Türkiye’de hâlâ faal olan 10 yunus parkında ise en az 50 yunusun, 51 kürklü fokun, 6 mors ve 4 beyaz balinanın tutsak edildiği, Türkiye’deki 12 akvaryumdan 7’sinde en az 55 bin 650 deniz canlısın kapatıldığı , 41 hayvanat bahçesinde de en az 16 bin hayvanın esir tutulduğuna dikkat çekildi.

Cinsel Şiddet

“En az” 2 milyon 36 bin 175 cinsel şiddet vakası raporlanmıştır diyen HAKİM raporunda, “en az” 1 milyon 468 bin 737 hayvanın “suni tohumlama” yöntemi ile cinsel şiddete maruz bırakıldığını ve “suni tohumlamanın endüstriyel hayvancılığın devamı ve çıkarı için uygulanan, yasal tecavüz” olduğu ifade edildi.

“En az” 567 bin 435 hayvanın da elektro ejakülasyon yöntemi ile cinsel şiddete maruz bırakıldığının belirtildiği raporda, “hayvanların anüslerine sokulan bir metal boru ile giderek artan elektirik akımı verilerek hayvanların spermlerinin alındığı bu yöntemin “Naziler tarafından Yahudiler’e de uygulanan bir işkence yöntemi olduğuna” dikkat çekildi.

Medyaya yansıyan haberlere göre, en az 5 hayvan cinsel saldırıya maruz kaldı. HAKİM, “Faillerin kendilerini “kadın yoktu”, “şeytana uydum”, “bana göz kırptı” gibi akla mantığa sığmayan söylemlerle savunması ise kabul edilebilir değildir. Hayvana şiddetin ve tecavüzün önlenmesi için koruyucu ve önleyici çalışmalara, bunun için de faillerin neden bu suçları işlediklerine dair araştırmaların yapılmasına ihtiyacımız var” dedi.

Rapor sunumu, “Yaşamın bütün canlılar için değerli olduğunu, yaşam hakkının siyaset üstü bir mesele olduğunu tekrar hatırlatıyoruz. Hayvanların insanlar tarafından gasp edilen haklarının bir an önce geri verilmesi, bunun için de hayvanların hukuksal olarak mal statüsünden çıkarılması gerekiyor” sözleriyle sona erdi.

Ballı, “Sahipli-sahipsiz hayvan ayrımını kabul etmiyoruz”

Raporun açıklanmasının ardından hayvan haklarının yasamadaki sürecini anlatan HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, “Hayvan hakları politik bir mesele” dedi. Turan, “Doğa üzerindeki her türlü saldırıyı kendine hak gören insanın bir demokrasi inşa edemeyeceğini görüyoruz” diyerek, Meclis’in de bu gerçekliği görmesi ve yalnızca insanları değil tüm ekolojiyi kapsayacak şekilde çalışması gerektiğini söyledi.

Hayvanlara Adalet Derneği’nden Av. Melike Ballı, Hayvanları Koruma Kanunu’nundaki “sahipli-sahipsiz hayvan” ayrımı ve hayvana yönelik işlenen suçlardaki mevcut cezalarını anlatarak, “Hayvana yönelik işlenen suçlarda hayvan sahipli ise 4 aydan 3 yıla kadar mala zarardan hapis cezası alabiliyor, sahipsiz ise cüzi miktarda para cezası ödüyor, siciline işlemiyor, fail aramıza karışıyor. Öncelikle bu ayrımın mutlaka kalkması lazım, ‘sahipli-sahipsiz hayvan’ ayrımını kabul etmiyoruz” dedi.

Toplantının son konuşmacısı Yunuslara Özgürlük Platformu’ndan Öykü Yağcı oldu. Yağcı konuşmasına: “Marmaris Hayvan Hakları Derneği (MAHAKDER) ilçedeki yunus parkının işletmesini yapan şirketin satış ofisi ve gösteri merkezine kilit vurulduğunu açıkladı” sözleriyle başladı.

TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu’nun nihai raporunda, 10 yıllık kapsamlı mücadelenin sonucu olarak, Türkiye’de yunus parklarının yasaklanması ve mevcutların kapatılması tavsiye kararı olarak sunulduğuna dikkat çeken Yağcı, “Marmaris’teki yunus parkı bir daha açılmamak üzere kapatılmalıdır. Bu yunus gösteri ve terapi merkezi henüz tamamen kapatılmadı, belediye tarafından sadece mühürlendi. Bundan sonraki süreç çok daha önemli. Şu anda yunusların ve bir bakıcının tesiste olduğunu öğrendik. Yasalarca tesisin ‘malı’ olarak görüldüklerinden bakım ve korunmalarından park sahipleri sorumlu. Tutsak ettikleri hayvanlara ise bazı hallerde Tarım ve Orman Bakanlığı el koyabiliyor. El konulmazsa, ne yazık ki sezon içi ve dışında yaptıkları gibi bu hayvanları satabilirler. Şu anda biz koruma için çabalıyoruz. Bu yönde kurumlara başvurularımızı ve takibini yapmaya başladık. Kaş ve Fethiye’den sonra bu tesisin de yasaklanması, yunus parklarının bulunduğu diğer şehir ve ilçelerde yereldeki mücadelelere ve tüm parkların kapatılması için TBMM’deki mücadelemize güç vermesi açısından çok önemli” diye konuştu.

Özgüner, “Eyleme herkesin destek vermesi gerekiyor”

Basın toplantısı, 9 Kasım 2019’da hayatını yitiren HAKİM kurucusu, hayvan hakları savunucusu Burak Özgüner’in annesi Eray Özgüner’in konuşmasının ardından sona erdi. Özgüner, “Hayvan hakları aktivistleri Meclis’te de sokakta da yıllardır mücadele etti. Artık bu yasanın hayvanların lehine çıkması gerekiyor. Hayvan Hakları Yasası için yapılacak eyleme de herkesin destek vermesi gerekiyor” dedi.

(24 Saat, 05.08.2020)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN