Post image
EGM’nin “Kenevir ve Türevleri” raporu…

Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nca, uyuşturucular arasında kullanım yaygınlığı açısından ilk sırada gelen kenevire ilişkin “Adım Adım Kenevir ve Türevleri” raporu hazırlandı. Rapora göre, 2018 yılında pek çok ülkede üretilebilen ve dünya genelinde 192 milyon kişinin en az bir kez kullandığı tespit edilen kenevir, yasa dışı ekimi ve kaçakçılığı en çok yapılan ve küresel boyutta en fazla miktarda ele geçirilen uyuşturucu madde olarak da dikkati çekiyor.

Kenevir, bağımlılık yapıcı özelliği ve halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Maddelere Dair 1961 Tek Sözleşmesi’nde uyuşturucu maddeler arasında görülüyor. Bu sözleşmeye göre, bilimsel olarak kanıtlanmış tıbbi amaçlar dışında kenevir ve türevlerinin kullanımı yasak. Bazı ülkeler, kenevirin tıbbi amaçlarla kullanımına dönük yasal düzenlemeler ve programlar yapıyor. Bu programlardan bazıları, uluslararası uyuşturucu kontrol sözleşmeleriyle uyumlu olmadığından halk sağlığı üzerinde olumsuz etkiler gösteriyor ve kenevirin tıbbi amaçlar dışında kullanıma kaymasına neden oluyor. Bazı ülkelerin zayıf uygulamalarla düzenlediği tıbbi kenevir programları ile kenevirin sağlığa faydaları konusunda doğrulanmamış iddialar, özellikle gençlerde kenevir kullanımının riskli olmadığı algısına yol açıyor. Kenevirdeki kannabi no idlerin tıbbi kullanımına ilişkin kontrol programlarının yetersizliği, kenevir kullanımının risklerine karşı kamudaki algıyı zayıflatarak tıbbi amaçlar dışında kullanımının yolunu açacak yasal düzenlemelere katkı sağlayabiliyor.

TÜRKİYE’DE KENEVİRİN TIBBİ AMAÇLA ÜRETİMİ YASAK

Türkiye’nin, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Maddelere Dair 1961 Tek Sözleşmesi, 1971 Psikotrop Maddeler Sözleşmesi ve 1988 Uyuşturucu ve Psikotrop Maddelerin Kaçakçılığına Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nde imzası bulunuyor. Uluslararası sözleşmelere titizlikle uyan Türkiye’de kenevirin tıbbi amaçlı üretimi ve kullanımı yasak. Ancak ülkede endüstriyel ve tarımsal amaçlarla üretimi gerçekleştiriliyor. Türkiye’de kenevir ekimi ve yetiştiriciliği izni, 2016’da yürürlüğe giren “Kenevir Yetiştiriciliği ve Kontrolü Hakkında Yönetmelik” kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından veriliyor. Amasya, Antalya, Bartın, Burdur, Çorum, İzmir, Karabük, Kastamonu, Kayseri, Kütahya, Malatya, Ordu, Rize, Samsun, Sinop, Tokat, Uşak, Yozgat ve Zonguldak ile bunların ilçelerinde izinli kenevir yetiştiriciliği yapılıyor.

KENEVİRİN TIP ALANINDA KULLANIMI

Kenevirin herhangi bir hastalığı tedavi edici etkisi tam olarak henüz ortaya konulamadı. Bağımlılık yapma gücüyle halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri Dünya Sağlık Örgütünce kabul edilen kenevir, uluslararası sözleşmelerde uyuşturucu madde olarak sınıflandırılıyor. Kısa süreyle kenevir kullanımı, bilinç kaybı, algılamada güçlük, panik atak, halüsinasyon görme, kusma ve motorlu taşıt kullanımında bozukluk gibi sorunlara yol açıyor. Uzun dönem kenevir kullanımı ise bağımlılık, genç erişkinlerde psikotik belirtiler ve şizofreni, okulu erken bırakma riski, bilişsel bozukluklar, depresif belirtilerin ortaya çıkması, intihar düşüncesi ve davranışı risklerinde artışa neden oluyor. Düzenli kenevir kullanımı da uzun dönem kullanımdaki sorunları yanı sıra kronik-akut bronşit ve bronşlarda tahribat, genç kenevir kullanıcılarında kalp krizi ve inme, tütünle kullanıldığında kanser ve diğer solunum yolu hastalıkları riskinde artış ve testis kanseri gibi sorunları beraberinde getiriyor.

ESRAR KULLANIM ORANI YÜZDE 87,1

Türkiye’de 2018’de 42 bin 754 kişiyle yapılan görüşmeler sonucunda, bu kişilerin yüzde 3,1’inin hayatında en az bir kere uyuşturucu madde, yüzde 2,7’sinin ise esrar kullandığını gösterdi. Madde kullanım yaygınlığı oranı içerisinde “esrar” kullanım oranı ise yüzde 87,1 olarak ortaya çıktı. Esrarın ilk kullanım yaşı ortalaması 19,8 olarak belirlendi. Esrarı en çok kullanan kişilerin, diğer uyuşturucularda da olduğu gibi 15-34 yaş aralığında (yüzde 64,7) olduğu tespit edildi. Hayatında en az bir kere esrar kullananların yüzde 29,3’u lise mezunu, yüzde 20,6’sı ilkokul mezunu, yüzde 18,6’sı orta okul mezunu, yüzde 10,6’sı üniversite mezunu, yüzde 9,2’si üniversite öğrencisi, yüzde 4,3’ü lise öğrencisi, yüzde 3,6’sı okur-yazar değil, yüzde 3,3’ü yüksekokul mezunu ve yüzde 0,5’i doktora mezunu olarak kayıtlara geçti. Hayatında en az bir kere esrar kullananların yüzde 54,5’inin bekar olduğu anlaşıldı. Esrar kullananların yüzde 40’ı konsantrasyon sorunu yaşadığını, yüzde 14,6’sı esrar kullandıktan sonra kendisi ya da bir başkasını yaraladığını ifade etti. Bu kişilerin esrarı en çok kenevir bitkisinden (gonca, yonca, ot) elde ettiği ve en çok tütüne karıştırarak içtikleri belirlendi.

TÜRKİYE’DE ESRAR YAKALAMASINA YÖNELİK OPERASYONLAR

Türkiye’de 2019’da kenevir yetiştiriciliği, ticareti ya da uyuşturucu olarak kullanımına ilişkin 69 bin 709 olay meydana geldi. 2019’da yurt genelinde meydana gelen 148 bin 821 uyuşturucu olayının yüzde 68,5’i kenevire bağlı olay olarak kayıtlara geçti. Türkiye’de güvenlik güçlerince 2018’de 80 ton 707 kilogram, 2019’da ise 90 ton 579 kilogram kenevir ele geçirildi. Geçen yıl yurt içinde yakalanan kenevir miktarı, bir önceki yıla göre yüzde 12,2 arttı.

“SPEKÜLATİF BİLGİLERE DAYALI TARTIŞMALARIN TIBBİ OLUMSUZLUKLARA YOL AÇMASI KUVVETLE MUHTEMEL”

Raporda, “Kenevir ve türevlerine ilişkin tamamen spekülatif bilgilere dayanılarak yapılan tartışmaların, bu alanda varolan toplumsal algıyı zayıflatacağı, hatta sağlığa faydalı olacağı ya da ekonomik bir mucize şeklinde yanlış bir kanaat oluşmasına katkı sağlayarak insanları üretim, kullanım ve ticarete yönlendireceği, sonuçta birçok hukuki ve tıbbi olumsuzluklara yol açacağı kuvvetle muhtemeldir” uyarısında bulunuldu. (AA)

( Kesin Karar, 21.08.2020)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN