Post image
Çok, çok, ama çok tehlikeli…

 

Sigara ve uyuşturucu bağımlılığı kadar tehlikeli…

Şiddet içerikli bilgisayar oyunlarından bahsediyoruz…

Son 15-20 yılda teknolojik gelişmeler art arda ve inanılmaz hızla hayatımıza girdi ve hemen her yerde, her alanda ve de en ücra denilecek yerlerde bile kullanılmaya başlandı…

Elbette ki; adeta ışık hızıyla yaşanan bu teknolojik gelişmeler hayatımızı kolaylaştırıyor, iyi kullanmayı bilirsek yaşamımıza konfor ve bizlere iyi bir hayat sağlıyor…

Ama dijital bilgisayar oyunları daha bebeklikten itibaren hepimizi esir almaya başladı…

Yaşı 30’un üstünde olanlar anımsar…

Bizim çizgi filmlerimiz ve oyunlarımız genellikle sevgi temalıydı…

Sevgi ve mutluluğu aşılardı çoğunlukla…

Günümüzde öyle mi?

Daha birkaç gün önce hepimiz yani tüm toplum Ankara Çankaya’da yaşanan feci bir çocuk cinayetiyle  şahit olduk “şiddet içerikli oyunların” sonucuna…

Evet; 13 yaşındaki üç çocuk arasında çok üzücü bir “cinayet oyunu” yaşandı…

Bilgisayar oyunlarına meraklıydılar, hep oynuyorlardı… Ve 8. sınıf öğrencisi Ege Ö.’nün evinde buluşmuşlardı…

Arda ve Ege D. ile Ege Ö. okul arkadaşıydılar… Oyun oynuyordu… Annesi alış verişe giderken de onların oyunu sürüyordu…

Eminiz ki; anne; oğlu arkadaşlarıyla birlikte nasıl olsa, düşüncesiyle gönül rahatlığıyla alışverişe gitmiştir… Aklından zerre kadar bile olsa olumsuz düşünce geçmemiştir…

Ama ikiz kardeşler Arda ve Ege, oyunu kazanmış… Oyun şiddet içerikli tahmin ettiğiniz gibi… Ege Ö.’nün bilgisayar oyununda yönettiği karekteri öldürmüşler…

Ve…

“Vay nasıl öldürürsünüz” tartışması başlamış önce, sonra kavgaya dönüşmüş… Yani birbirlerine girmişler bir oyun yüzünden çocuklar…

Ege Ö., mutfaktan alığı bıçakla önce bıçaklamış. Bu arada ikizlerden Ege, kanlar içinde evden kaçarak komşulardan yardım istemiş. Bunun farkına varan Ege Ö. ise kapıyı kilitleyip Arda’ya bu kez çekiçle vurmaya başlamış…

Sonuç olarak; şiddet içerikli bir oyun yüzünden bıçak ve çekiç darbeleriyle arkadaşını öldürmüş… Diğer arkadaşı ise yaralı…

Ve bunlar eğitimci ailelerin çocukları…

Uzmanlar, bilim adamları, hep uyarıyorlar “şiddet içeren oyunların tehlikeli” olduğu konusunda…

Ama maalesef sadece çocuklar değil, hepimiz; bilgisayar oyunları bağımlısı haline geldik…

Özellikle de son aylarda dünya genelinde yaşanan koronavirüs salgını nedeniyle evde kalan çocuklar zamanlarının büyük kısmını bilgisayar, tablet ve akıllı telefonlarla geçirir hale geldiler…

Büyük çoğunluğunun da şiddet içerikli oyunlar oynadıkları gözlemleniyor… Ne kadar aile çocuklarını ne kadar denetleyebiliyor, onlarla ne kadar ilgileniyor tartışılır…

Bilim adamları, kreş çağındaki çocukların bile savaş oyunları oynadıklarına dikkat çekiyorlar…

Ki; çocukların oyun bağımlılığı önemli boyutlara ulaşmış durumda. Daha üçüncü sınıfta, 8 yaşında bir çocuğun; “Arkadaşlarımla grup kurup savaş oyunları oynuyoruz. Günde 3-4 saat oynuyoruz. Telefonda savaş oyunları oynamak daha eğlenceli. Grup kurup, başkalarını öldürmeye çalışıyorsun. Hepsini öldürürsen kazanıyorsun. Oyun oynarken bazen kendimi kontrol edemiyorum” sözleri aşağı yukarı tüm bağımlıları yansıtıyor desek yanlış olmaz… Ve de çok dikkat çekici…

Pek çok anne çocuğunun oyun oynamasından şikayetçi… Hatta online eğitim sırasında bile çocuklarının oyunlara girip oynamasından yakınıyorlar… Yukarıdaki çocuğun annesi; oğlunun oyun düşkünlüğünden şikayetçi olurken pandemi sürecinin de çok olumsuz etkilediğine dikkat çekerek “Hiçbir şekilde artık konuşarak anlaşamıyoruz” diyor…

“ŞİDDETTEN ZEVK ALAN BİR NESİL YETİŞİYOR”

 

Bu ve bunun gibi olaylar yüzünden Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları uzmanların kapısını aşındıran pek çok ebeveyn var biliyoruz. Prof. Ayten Erdoğan, oyun bağımlılığının sigara ve uyuşturucu bağımlılığı gibi düşünülmesi gerektiğini, okul öncesi çocuklarda bile şiddet oyunlarına olan bağımlılığın önemli boyutlara ulaştığını vurgulayarak “Çok tehlikeli ve acımasız şiddet oyunları var. Bu nedenle oyunları mutlaka denetlemek gerek. Şiddet içerikli oyunlarda karşıdakini yumruklama, öldürme gibi eylemler hiçbir duygu barındırmıyor. Böylece şiddet normalleşiyor ve duygusuzca yapılabilir hale geliyor. Bu tür oyunlarda şiddet kötü değil, aksine zevk ve haz veren bir duygu olarak yaşanıyor. Bunu içselleştiren ve şiddetten zevk olan bir nesil yaratılmış oluyor…”

Sevgili aileler gerçekten dikkat… Evinizde ebeveyn şiddeti olmayabilir… Ama her geçen gün büyüyen bilgisayar, video oyun pazarı çocuklarımız için büyük bir tuzağa dönüşmüş durumda… Ve bu oyunlar şiddet duygusunun bilinçaltında yer etmesine, çocuğunuzun saldırganlaşmasına neden oluyor…

ABD’deki Saint Leo Üniversitesi’nde yapılan 20 yıllık araştırma da, şiddet içerikli bilgisayar oyunlarının, özellikle erkek çocuklarda saldırgan davranışlara neden olduğu yönündeki yaygın inanışı bilimsel olarak kanıtlamış bulunuyor… Ve de; şiddet içeren oyunların, insan psikolojisi üzerindeki etkisi sadece çocuklar için değil, yetişkinler için de tehdit edici boyutta…

Söz konusu araştırma testlerinin birinde; bir grup çocuğa 10 dakikadan daha kısa bir süre şiddet içerikli oyunlar oynatıldı. Daha sonra bu çocuklara ruhsal durumlarını belirlemeye yardımcı olacak psikolojik testler yapıldı. Çocukların oyundan kısa süre sonra saldırgan davranışlar sergilediği tespit edildi…

Yaşları 13-15 arasındaki 600 çocuğun öğretmenleri, zamanlarının çoğunu şiddet içerikli oyun oynayarak geçiren öğrencilerin diğerlerine kıyasla daha saldırgan olduklarını söyledi…

Düşünün, son 20 yıldır teknolojiyle yoğun bir şekilde tanıştık ve de haşir neşiriz… Toplumun her kesiminde, şiddet eğilimi sıklıkla görülüyor… Teknolojinin payı bunda ne kadar? Bilemiyoruz… Ama bilim insanları sıradanlaşan bu şiddet eğiliminin farkındalar…

Bizler, ebeveynler ne kadar farkındayız?

Sizlere, son olarak; dünyada teknolojiyi geliştiren, yöneten insanların çocuklarına akıllı teknolojik aletleri kullanma konusunda sınırlama getirdiklerini anımsatalım… Örneğin Microsoft şirketinin kurucusu, üç çocuk babası Bill Gates, İngiltere’nin Daily Mirror gazetesine 2017 yılında yaptığı açıklamada, çocuklarının teknolojiye erişimini sınırladığını söylemişti… Gates, çocuklarının cep telefonu sahibi olmayı çok istediklerini, onlara ancak 14 yaşına gelene kadar onlara cep telefonu almadıklarını belirtmişti…

Apple şirketinin kurucusu Steve Jobs‘un da, Bill Gates gibi davrandığı biliniyor. Jobs’un, iPad’in piyasaya çıkmasının ardından çocuklarının ürünü beğenip beğenmedikleri sorulduğunda, “iPad kullanmadılar. Evde çocuklarımızın ne kadar teknoloji kullanacaklarına sınır getiriyoruz” sözü düşündürücüdür.

Yine; Google’ın üst düzey bir iletişim bölümü çalışanı olan Alan Eagle, New York Times’a yaptığı açıklamada, “Beşinci sınıfa giden kızım henüz Google kullanmayı bilmiyor. Bunun yerine sınıfındaki diğer çocuklar gibi dikiş becerilerini güçlendirmeye çalışıyor. App uygulamasının ya da iPad’in çocuğuma okumayı ya da matematiği daha iyi öğreteceği fikri çok komik” sözlerine ne dersiniz…

Lüften Ankara’daki 13 yaşındaki çocuklar arasındaki “oyun cinayeti”ni çok iyi irdeleyin ve çocuğunuzun “şiddetten zevk alan nesil” içinde yer almamasını sağlayın…

İyi haftalar

Umut Vakfı

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN