Post image
Demokrasinin hikayesi

hqdefault

Soner SERT

John Dunn’ın “Halkın Özgürlüğü” adlı çalışması, demokrasi kavramının geçirdiği evreleri tespit etmeye çalışırken geçmişe ve şimdiye dair önem taşıyan noktaların altını çiziyor.

“Demokrasi nedir?” Geçen günlerde Akın Emre Pilgir çevirisi ile çıkan Halkın Özgürlüğü isimli kitabın temel sorununu yazının hemen başlangıcındaki bu soru oluşturuyor. Cambridge King’s College’da Siyaset Teorisi profesörü John Dunn’un kaleme aldığı kitap, demokrasinin geçmişine ve bugününe, ontolojik ve sosyolojik bilgi ve bulgularını irdeliyor. Demokrasinin bir kavram olarak nasıl ve ne zaman ortaya çıktığına ve insanlar tarafından eylemselliğe neden itildiğine yoğunlaşan Dunn, özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası, demokrasinin kendini yeniden üretişinin üzerinde dururken periyodik aralıklarla kendini tekrarladığının, halkların ve egemenlerin nezdinde tanımlarının değiştiğinin altını çiziyor.

halkın

Demokrasi kavramının, ontolojik olarak sınıfsal yapısına dikkat çeken Dunn, kavramın ortaya çıkışını şu sözlerle aktarıyor:

“Atina’daki demokrasi, zengin toprak sahiplerini ile topraklarını kaybetmiş veya kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan ve bu sebepten ötürü birikmiş borçları sonucu zorla özgür olmayan emekçilere dönüşme riski altındaki fakir aileler arasındaki mücadelelerden doğdu.”

Yazar, “bu mücadelenin kendisi içerisinde, doğrudan ve öz bilince sahip bir biçimde fakirlerin zenginler üzerindeki kesin zaferi sonucunda açığa çıkmadı”ğını da eklerken asıl belirleyici olanın, bu kavramı eylemselliğe döken kurumların oluşmasının müsebbibi olarak “mücadeleye politik bir kimlikle bu kimliğin ifadesiyle savunması için benimsenen bir özyönetim sistemi bahşeden bir dizi politik girişim”in sebep olduğunu söylüyor.

Amerikan Bağımsızlık Savaşı sürecinde de demokrasinin bir kavram olarak savunuluşunun bağımsız olma hâliyle iç içe geçtiğini de belirten Dunn, demokrasinin pratikte Fransız Devrimi’yle işlevsellik kazandığını da aktarıyor. Bu yönüyle demokrasi kavramını, oligarşi yerine halkın iktidarı diye nitelemek mümkün. Ancak Dunn, demokrasi kavramını tanımlamaya, konjonktürel olarak değişimine ve dönüşümüne İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa’da yaşanan yeniden tanımlama süreciyle devam ediyor. İletişimin ve bilginin demokratizasyonunun her geçen gün kendini güncellediği 1900’lerin ve günümüzün yaşam anlayışının etkisiyle Dunn tiranların, despotların ve diktatörlerin de karşımıza neden sürekli olarak çıktığına kafa yoruyor.

Şüphesiz ki Dunn’ın kitabının en önemli özelliği, kapitalizmin kendini güncelleyerek -ki kapitalizm yıkılmadığı sürece güçlenir- peş peşe zafer kazandığının ve zaferlerin ne kadar demokratik olduğunu tüm dünyaya ilan etmesinin önemine de dikkat çekiyor. Kapitalizmin demokrasiyi yoksullara pazarlamaya çalışarak eşitlik, özgürlük ve adalet getirmediği malumunuz. Yazar tam da bu noktada devreye giriyor ve günümüz demokrasi anlayışının belirsiz bir niteliğe kavuşup işlevselliğini yitirdiğini söylüyor. Kapitalizmin demokratik anlamda insanlığa sunduğu tek özgürlük, tüketim oluyor. O da borçlanarak mümkün. Bu “özgürlük biçiminin” dışında kalan çoğu kavramı insanlık için ürettiğini söyleyip sadece kârın sürekliliği ve artan oranı ile ilgilenen bu ekonomi biçimi, her seferinde çağdaş ve meşru olduğunu yineliyor. Lenin’in yüz sene önce tarif ettiği bu biçim güncelliğini koruyor: “Kapitalistler, kendini asacak olan ipi bile satar.”

Dunn’ın çalışması, demokrasi kavramının geçirdiği evreleri tespit etmeye çalışırken geçmişe ve şimdiye dair önem taşıyan noktaların altını çiziyor. Dolayısıyla bugün, egemen olanlar için demokrasi, “özgürlük” maskesiyle faşizmi temsil ederken halklar içinse yöneticilerin kim olduğuna karar verme, ekonomik olarak fırsat eşitliği vaat etme, söz söyleme hakkı gibi işlevselliğini çoktan yitirdi. Halkların gerçek anlamda özgür olmasının tek yolu, iktidarı ele geçirmesi. Aksi, mümkün değil.

HALK_KAPAKHalkın Özgürlüğü / John Dunn / Çeviren: Akın Emre Pilgir / Ayrıntı Yayınları / 240 s.

(Cumhuriyet Kitap, 19.10.2017)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN