Post image
Dan Brown: Din şiddete bahane ediliyor

59dfe75818c7731684103446

Bahar ÇUHADAR

“İNSANLIK gelecekte tanrılara ihtiyaç duymayacak, birbirimizle çok daha fazla etkileşime geçecek ve ruhani deneyimlerimizi bu yolla yaşayacağız.”

Bu sözler, yazdığı her roman büyük etki yaratan Dan Brown’a ait. Brown, Türkiye’de Altın Kitaplar etiketiyle yayımlanan son romanı ‘Başlangıç’ın (Origin) uluslararası basın toplantısını, dün (12 Ekim 2017) Frankfurt Kitap Fuarı’nda yaptı. Brown, “Terörizmin dinle ilgisi olduğunu düşünmüyorum” diyor.

Brown’ın kurgu karakteri, simgebilim profesörü Robert Langdon’ın beşinci ‘serüveni’, Edmond Kirsch adlı milyarder bir fütüristin, üç büyük dinin temsilcilerine yaptığı “Öyle bir buluş yaptım ki tüm dini efsaneler yıkılacak” açıklamasıyla başlıyor. Brown, dinler ve bilim arasındaki gerilimli ilişkiyi çarpıcı bir kurguya oturttuğu romanıyla ilgili soruları, Frankfurt’ta yanıtladı. Brown’ın tartışma yaratacak açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

BASİT SORU ÇOK ZOR YANIT

Son romanda kardeşimin bestelediği ‘Missa Charles Darwin’ adlı parçadan esinlendim. Bu roman, çok basit bir soruya aradığım çok zor bir yanıta evrildi: Tanrılar bilimin karşısında ayakta kalabilecek mi? Tanrılar tarihin hiçbir döneminde bilimi alt edemedi.

Çok sayıda bilim adamıyla yaptığım görüşmelerde önümüzdeki on yılda insan türünün birbiriyle daha önce hiç alışık olmadığımız bir seviyede etkileşim içinde olacağını anladım. Gelecekte ruhani deneyimlerimiz de bu etkileşimden doğacak. Bizi yargılayan, yardım dilediğimiz dışsal tanrı kavramının zamanla azalıp, sonunda da yok olacağını düşünüyorum.

Kitap için İspanya’da birkaç ay kaldım; Bilbao’nun olağanüstü müzesi Guggenheim’da harika deneyimlerim oldu. Langdon, Rönesans sanatı çalışıyor, modern sanat benim için çalışması farklı bir alandı. Müzeyi gezerken köşesindeki bir parça kırmızı kan dışında tamamen beyaz olan bir tuval gördük. Küratör, değerinin 70 milyon dolar olduğunu söyledi. Modern sanatın, sanatın kendisini üretmektense bir konsept olduğunu öğrendim.

DİNLER BİRBİRİNE BENZİYOR

‘Başlangıç’ta sadece Hıristiyan değil Müslüman ve Yahudi din adamları da var. Dinlerimizin birbirinden farklı olmaktan daha çok, birbirine benzer olduğunu anlamamız gerekiyor. Hangi dine mensup olursak olalım, hayattaki deneyimlerimiz birbirine benziyor. Bir çocuk doğduğunda, âşık olduğumuzda ya da ölüm karşısında benzer deneyimler yaşıyoruz. Ama dinlerimiz neden farklı? Romanın vermeye çalıştığı yanıt, farkın dinlerimizde değil kullandığımız dilde, yaptığımız tanımlarda olması.

Bir romana başlarken ilk yaptığım şey okumak. Evrim ve yaradılış üzerine yazmaya karar verdiğimde, tanrıların geleceği, yapay zeka, modern sanat gibi konular üzerine yaklaşık bir sene okudum. Okumalarım bittiğinde, sormak istediğim soruyu bulmuş oluyorum. Sonraki aşamaya geçip yapay zekâ, sanat insanları ve din adamlarıyla konuşmaya başladım.

Terörizmin dinle herhangi bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Din, şiddete bahane ediliyor.

(Hürriyet, 13.10.2017)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN