Post image
Cinsel Şiddeti Anlamak

Son dönemde çocukların cinsel taciz ve tecavüzlere uğramalarıyla ilgili haberler kamuoyunu derinden yaralarken Diana Scully‘nin tutuklu tecavüzcü erkekler üzerine yaptığı incelemesi “Cinsel Şiddeti Anlamak” adlı kitabı Ocak 2016’da üçüncü baskısını yaptı…

Metis yayınlarınca basılan kitabın çevirisini yapanlar ise iki ünlü ve akademik isim: Şirin Tekeli ile Laleper Aytek…

snnurKitapla ilgili olarak 7 Ekim 2015 tarihinde kaybettiğimiz şair-yazar Sennur Sezer Evrensel gazetesinde 13 Kasım 2014 tarihinde şu yazıyı yazmıştı:

Tecavüz en korkutucu saldırılardan biridir. Bugün bile tüm dünyada kadını ya da kadının ait olduğu klanı-topluluğu-ulusu bir cezalandırma yolu olarak da sövgülerde yer alan bu eylem, savaşlar yüzünden Ortadoğu’da olduğu kadar, “uygar” Avrupa’da da kadınların korkulu rüyası. Üstelik tecavüz edilen kadının kurban/mağdur sayıldığı bir kültür neredeyse yok. Bütün toplumlarda, açıktan açığa değilse bile, tecavüze uğrayanın bu işlemi hak ettiği duygusu var.

İşte bu gerçeklere karşın Diana Scully “Tutuklu Tecavüzcü Erkekler Üzerine Bir İnceleme” yapmış. Bu incelemenin adı Cinsel Şiddeti Anlamak. Metis Yayınlarının bastığı kitabı dilimize Şirin Tekeli ile Laleper Aytek çevirmişler. Kadın hakları hareketinin bu iki akademisyen üyesinin çevirisi kitaba ayrı bir değer katıyor.

2074

Diana Scully, kadınlara uygulanan şiddet ve kadın sağlığı konularında birçok çalışması bulunmakta olan bir yazardır.Virginia Commenwealth üniversitesinde sosyoloji profesörü olarak çalışmaktadır. Yine aynı üniversitede kadın çalışmalarının başkanlığını yürütmektedir. Dilimizde 1994’te daha önce de Tecavüz (Metis Yayınları) adlı bir kitabı yayımlanmıştı Diana Scully’nin yaptığı araştırmayı okumak, “Cinsel şiddetin sona erdirilmesi için kendini değiştirmesi gerekenin kadınlar değil erkekler olduğunu” bir kez daha doğruluyor.

Scully’in saptadığı en önemli gerçeklerden biri şu : “Tecavüzle ilgili kalıp yargılar ve efsaneler yalnızca tecavüzcülerin tanımlarında değil, ataerkil kültürümüzün tüm yapıtlarında fazlasıyla yer almaktadır. Tecavüzle ilgili kurbanı hedef alan şakalar ve kurbanın yaşadığı deneyimleri çarpıtan ifadelere çok sık rastlandığını, Indiana Üniversitesi Basketbol Antrenörü Bob Knight’ın NBC Muhabiri Connie Chung ile yaptığı bir söyleşide söylediği ünlü bir söz de göstermektedir: ‘Eğer tecavüz kaçınılmaz ise, gevşe ve zevk al, derim’. Gerçekten de gelecek yüzyılın antropologları cinsel şiddetten bu kadar hoşlanan bir kadın toplumunu yaratan şeyin ne olduğunu merak edebilirler.”

“Tecavüzle ilgili kalıp yargılar” çevrenizde de hemen gözleyebileceğiniz gibi ulus, sınıf farkı tanımayan inanç gücünde görüşler. Şöyle sıralanabilir:

“1) Kurbanın kışkırtıcılığı – kadınların, erkeklerin kendilerine tecavüz etmelerine sebep olan özellik ve davranışlara sahip olduklarına dair inanç;

2) Kurbanın sorumluluğu – eğer denemiş olsalardı, kadınların kendilerine tecavüz edilmesini önleyebileceklerine dair inanç;

3) Kurbanın katılımı – kadınların kendilerine tecavüz edilmesini istediklerine ve bundan gizli bir zevk aldıklarına dair inanç; ve

4) Yanlış itham – kadınların erkekleri cezalandırmak için kinle tecavüz cezasını kullandıklarına dair inanç.”

8093Araştırmacı Yazar Diana Scully, hapishanede tecavüz suçlularının, kalıp yargılara öteki suçlulardan daha yatkın olduğunu saptamışlar: “Örneğin tecavüzcülerin yüzde 69’u tecavüzle suçlanan erkeklerin çoğunun masum olduğuna, yüzde 65’i de kadınların giydikleri kıyafetlerle ve davranış biçimleriyle kendilerine tecavüz edilmesine sebep olduğuna inanmaktadır. Bir kadın tanıdığı birini kendisine tecavüz etmekle suçlamışsa, tecavüzcülerin yüzde 59’u gönüllü cinsel ilişki sonrasında kadının fikrini değiştirdiğine; yüzde 54’ü kadınların kendilerine tecavüz edilmesini önleme sorumluluğunu taşıması gerektiğine inanıyordu; ve yüzde 46’sı kadınlara tecavüz edildiğinin ispatını zorlaştıracak yasaların çıkmasından yanaydı. Kabul edenlere göre inkarcılar ve bir grup olarak beyazlara göre, bir grup olarak siyahlar bu kalıp yargılara inanmaya daha eğilimliydiler. Ve bir kez daha, hapishanede geçen zamanın değil ama eğitimin tecavüzcüler için diğer suçlu grubundan daha fazla oranda bu kalıp yargılara olan inancı azalttığı görüldü.”

Bu araştırma bence çok önemli bir “ilk adım” özelliği taşıyor. Bence bu tür bir araştırmanın çok gecikmeden işgal askerleri arasında da yapılması gerekli.

*Cinsel Şiddeti Anlamak, Tutuklu Tecavüzcü Erkekler Üzerine Bir İnceleme, Diana Scully, Çevirenler: Şirin Tekeli- Laleper Aytek, Metis, 213 s.

Umut Vakfı

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN