Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Sadık Toprak liderliğinde bir ekip, ülkemizin önemli sorunlarından biri olduğu gerçeğinden yola çıkarak “kadın cinayetlerini” masaya yatırdı… Toprak ve ekibi; TÜBİTAK tarafından da desteklenen araştırmalarında, kadın cinayetlerindeki “risk faktörlerini” araştırdı…
Giderek artan kadın cinayetlerinin toplumun önemli bir sorunu haline geldiğine dikkat çeken Doç. Toprak ve ekibi, araştırmalarında, Adli Tıp’ın tüm cinayetlerin olduğu gibi kadın cinayetlerinin de çözümünde aktif rol alan bir bilim dalı olduğuna dikkat çekiyor…
Hakimler ve Savcılar Kurulu’ndan alınan özel izinle İstanbul, Edirne, Konya, Aydın, Eskişehir, Antalya, Kırıkkale, Giresun, Erzurum, Malatya, Şanlıurfa ve Zonguldak’ta örnekleme metoduyla, 10 yılda işlenen 162 kadın cinayeti incelenerek yapılan “Türkiye’de aile içi kadın cinayetlerinin adli, tıbbi özellikleri ve önlemede adli tıbbın rolü” başlıklı çalışmada; cinayetlerin nedeni, katilin psikolojisi, katil ile kurbanın yakınlık dereceleri ve ilişkileri araştırıldı.
Geçen ay uluslararası akademik bir dergide yayımlanan araştırmada elde edilen kurban profillerine göre, kadınların yaklaşık yarısı eşleri ve erkek arkadaşları tarafından öldürüldü. Diğer yarısının katili ise akrabalar, arkadaşlar ya da yabancılar olarak tespit edildi…
Araştırmaya göre, öldürülen kadınların çoğunluğu 15-50 yaş aralığında, ev kadını, evli ya da boşanmış… Ve araştırmaya konu olan kadınların çoğunluğunun ev içinde öldürüldükleri bulgusuna ulaşıldığı kaydediliyor.
Kadın katilinin profili ise araştırmada; “akıl sağlığı yerinde, çoğunlukla düzenli bir işi olan, ateşli bir silaha sahip, eşini ya da boşandığı eski eşini olay öncesinde ölümle tehdit etmiş” erkeklerken oluştuğu belirtiliyor…
Dörtte üçü ateşli silahla öldürüldü
Çalışmada, alkol ya da madde kullanımının kadın cinayetlerinde etkin bir faktör olmadığı bulgusuna ulaşılmış. Buna karşılık, saldırganların yaklaşık üçte birinin sabıkalı olduğu, sıklıkla düşük bir eğitim düzeyine sahip olduklarının görüldüğü vurgulanıyor…
Bülent Ecevit Üniversitesi’nin araştırmasında; “Öldürülen kadınların dörtte üçünün bir ateşli silahla öldürülürken kalanların bıçak benzeri kesici delici aletlerde öldürüldüğünün tespit edildiği” kaydedilirken saldırıların öldürücü olarak göğüs ve karın bölgesine yapıldığının izlendiği not ediliyor…
Araştırmada, katiller açısından “cinayet nedenleri” de irdelenmiş… Ve katillerin en sık ifade ettikleri cinayet nedenleri; kadının ayrılmak istemesi (yüzde 11), kıskançlık, sadakatsizlik, namus cinayeti (yüzde 33), tartışma (yüzde 25), hırsızlık ve cinsel saldırı (yüzde 15) olarak tespit edilmiş… Toprak, kadın cinayetlerinde genellikle de ilişkilerinin onuncu yılından hemen sonra öldürmenin gerçekleştiği bulguna ulaştıklarını kaydediyor.
Eş ya da eski eşin ölüm tehdidinde bulunmasının önemli bir risk faktörü olduğunu belirten Doç. Dr. Sadık Toprak ve ekibi, araştırmada elde edilen sonuçlara göre, kadın cinayetlerinin önlenmesinde “ateşli silah sahipliğinin kontrol altına alınması ve eğitim düzeyinin yükseltilmesinin en etkin çözümler olabileceği”ni vurguluyor…
Yetkili ve ilgili kurumlar konuyla ilgili ciddi araştırmalar yapıyordur mutlaka… Rakamlar üniversitenin yaptığı çalışmayla belki de çelişecek… Neden derseniz?
Bir örnek vermek gerekirse; araştırmada öldürülen kadınların yaklaşık yarısının eşleri ya da erkek arkadaşları tarafından öldürüldüğü belirtiliyor ki; Umut Vakfı olarak bizim günü gününe tuttuğumuz basına yansıyan haberlerden elde ettiğimiz verilere göre, kadınların en az yüzde 80’i kocaları, sevgilileri ya da eski kocaları, eski sevgilileri tarafından öldürülüyor…
Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı öğretim üyesinin ekibiyle birlikte yaptığı çalışma; bu konuda gerçekten çözüm bulmak isteyen yetkililere, ilgililere sunulur…
İyi haftalar
Umut Vakfı
Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.
SİZ DE YORUM YAZIN