Post image
Bireysel Silahsızlanma Günü’nde “Kadına şiddet” masaya yatırıldı

 

Umut Vakfı’nın geleneksel hale getirdiği, bu yıl konusunu karikatür olarak belirlediği ve uluslararası düzenlediği yarışmayı kazananlara ödülleri, 28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü’nde düzenlenen törenle verildi. Umut Vakfı’nın 2019 yılının 9 ayında yaşanan silahlı olaylarla ilgili verileri de paylaştığı törende konuşan Umut Vakfı Başkanı Özben Önal, “Annemsiz ilk 28 Eylül Bireysel Silahlanma Günü törenini yapıyoruz. Çok üzgünüm, çok hüzünlüyüm. Kardeşim Umut’u yitirmenin üzüntüsünü yaşadım yıllarca. Sevgili annem Nazire Dedeman adalete kavuşabilmek için büyük bir hukuk mücadelesi verdi. Ve 26 yıl önce bu vakfı kurdu; başka Umut’lar sönmesin, diye. Yılmadan yorulmadan mücadelesini sürdürdü. Şimdi de ben sevgili annemin 4 Şubat tarihinde aramızdan ayrılmasının üzüntüsünü yaşıyorum. Ancak sevgili annemin bugüne kadar taşıyıp getirdiği bayrağı bundan sonra sizlerin de desteğiyle ailemle birlikte ben taşımaya devam edeceğim” dedi…

 

Her yıl farkındalık yaratmak amacıyla 28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü’nde düzenlenen Umut Vakfı’nın bu yılki “Yaşama Hak Tanıyın Uluslararası Karikatür Yarışması” ödül töreni Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Tören sırasında, yarışmada derece alanlar ile sergilenmeye değer görülen 58 eserden oluşan bir de sergi açıldı.

6 yıl sonra “Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü”

Umut Vakfı’nın “bireysel silahlar yüzünden mağdur olan on binlerce yurttaşın sesini duyurabilmek” için geleneksel hale getirdiği, ancak 6 yıldır Taksim yasağı nedeniyle gerçekleştiremediği “Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü” de, bu yıl yeniden; bireysel silahlarla yitirdiğimiz Selin Cebeci, Helin Palandöken, Halit Ayar, Serdar Çekiç, Ahmet Emre Çavuş ve Fatma Şengül’ün ailelerinin katılımıyla sembolik de olsa gerçekleştirildi.

28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü töreni; karikatür sergisinin açıldığı salondaki sembolik kırmızı halıya; ailelerin bireysel silahlanma sonucu yaşanan olaylarda yitirdikleri yakınlarının anısına ayakkabı, karanfil ve resimlerini bırakmasıyla başladı. Sembolik olarak gerçekleştirilen “Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü” sırasında aileler üzüntülü anlar yaşadı, gözyaşlarını tutamadı…

 

“Artık evlatlarımızı kaybetmeyelim”

İnternetten alınan silahla hayatını kaybeden Helin Palandöken’in babası Nihat Palandöken, “Dilerim ki bütün dünya silahsız bir gün, kardeşçe, dostça yaşamasını dilerim” ifadelerini kullanırken, yolda arkadaşlarıyla birlikte yürürken bir maganda kurşunuyla vurulan ve tüm çabalara karın hayatını kaybeden Ahmet Emre Çavuş’un annesi Zeynep Çavuş ise “Bireysel silahlanmaya hep hayır dedik. Hala da hayır diyoruz. Güvenlik kuvvetleri ve özel durumlar dışında kesinlikle bireysel silahlanmaya hayır. Artık daha evlatlarımızı, canlarımızı kaybetmeyelim” şeklinde konuştu.

 

Törenin sunumunu da üstlenen Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Marka, Pazarlama, İletişim Uzmanı Sibel Savacı, konuşmasında, Umut Vakfı Kurucu Başkanı Nazire Dedeman ve kurucu mütevellimiz Murat Dedeman’ı bu yıl arka arkaya yitirdiğimizi anımsattı.

 

 

Daha sonra yapılan “Kadın, Şiddet, Cinayet ve Bireysel Silahsızlanma” konulu panel öncesi Özben Önal’ın annesinin “Umut dolu yarınlara” sözleriyle bitirdiği konuşmasını takiben Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, avukat Fikret İlkiz bir açılış konuşması yaptı. Konuşmasında; Umut Vakfı Kurucu Başkanı Nazire Dedeman’ı da anan ve anlatan Fikret İlkiz, Nazire hanımın bir konuşmasında “Şiddet şiddeti doğurur, uygulanan çatışmaya dayalı politikalar keza şiddeti doğurur” sözlerini anımsattı. İlkiz, “Dedikleri acı gerçeklerimiz oldu, hepimiz yaralandık. Şiddet şiddeti doğurdu, çatışmaya dayalı politikalar yaşam biçimine dönüştü” dedi…

İlkiz konuşmasında, 25 Eylül tarihine kadar basına yansıyan silahlı şiddet olaylarının ve yine basına yansıyan kadın cinayetlerinin de rakamlarını açıkladı.

Kadın cinayetleri masaya yatırıldı

Sonrasında; ülkemizde son yıllarda artan “kadın cinayetleri” düzenlenen panelde masaya yatırıldı, konuşmacılar tarafından tüm yönleriyle irdelendi.

İlk olarak Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Yaşar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Timur Demirbaş, “Bireysel silahlanma ve şiddet” konulu bir konuşma yaptı. Silah taşımayı bir yaşam biçimi ve erkeklik simgesi olarak kabul eden insanların suça yönelme ihtimallerinin daha yüksek olduğunu vurgulayan Demirbaş, silahlanmaya karşı mücadele yollarını anlattı. Demirbaş, “Silah bulundurmanın kendisinin suç olmasının yanında silahın genellikle diğer suçları işlemede araç olarak kullanılması nedeniyle silahlanmanın önlenmesinin suçluluğun önlenmesi bakımından önemi büyüktür” dedi.

Ayrıca son yıllarda suçluların kısa sürede “açık cezaevleri”ne nakledilmesi uygulaması sonucu, izne çıkmalarına ve çıktıkları izin sırasında suç işlemelerine ve yaşanan bu tür olaylara değinen Prof. Dr. Demirbaş, şunları söyledi:

“Son aylarda açık cezaevlerinden izinli çıkanların işledikleri suçların, dikkat çekici şekilde arttığı görülmektedir. Buna cezaevlerinden izinli çıkanların, Haziran ayında İzmir’de boşandığı eşini ve kardeşini öldürmesi; Temmuz ayında Denizli’de iki kişinin pompalı tüfekle öldürülmesi; Taksim’de 23 yaşındaki genç mühendis Halit Ayar’ın bıçakla öldürülüp, arkadaşının yaralanması ve  geçen hafta yine cezaevinden izinle çıkan bir kişinin, iki çocuğunun annesi eski eşini önce bıçaklayıp ardından çaydanlıkta ısıttığı kızgın yağı üzerine dökmesi örnekleri verilebilir. Bu nedenle açık cezaevlerine ayrılma ve izin uygulamasının yeniden gözden geçirilmesi gerçeği karşısında, mevcut uygulamada revizeler gerekmektedir.” 

 

İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı, avukat Nazan Moroğlu, “Hukuk yoluyla şiddetle mücadele” konulu bir konuşma yaptı. Moroğlu, konuşmasında şu görüşlere yer verdi:

Nitekim çocuk yaşta evlilikler aile içi şiddetin hem nedeni hem sonucudur. Ülkemizde öncelikle yasalardan kadınlara karşı ayrımcılıklar kaldırıldı, ancak kadını birey olarak görmeyen erkek egemen zihniyetin değişmesi için gerekli adımlar atılmadı. Her ne kadar uluslararası İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun 2012’den itibaren Türkiye’de hukuk yoluyla şiddetle mücadele açısından önemli kazanımlar olsa da kadına yönelik şiddet önlenememekte bir insan hakları ihlali olarak devam etmektedir. 2018 yılında 440 kadın cinayeti işlendiğini de dikkate aldığımızda günümüzde kadına yönelik şiddetin, kadın cinayetlerinin önlenebilmesinde yasal ve kurumsal önlemlerin yanında, öncelikle bireysel silahsızlanma konusunda kararlı bir devlet politikasına ihtiyaç vardır.”

Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, psikiyatr Dr. Ayhan Akcan da, “Kadına yönelik şiddet, tespit ve çözüm önerileri” konusundaki konuşmasında,Evdeki silah can ve mal güvenliğini korumaz. Evde kadına yönelik şiddet varsa, evde silah da varsa kadının silahla öldürülmesi en az beş kat daha fazladır” dedi. Silah konusunda ciddi düzenlemeler yapılması gerektiğini vurgulayan Akcan, y kuşağının kadın cinayetlerinin önlenmesinde de etkin rol alacağını öne sürdü.

 

Umut Vakfı Yönetim Kurul Üyesi Prof. Dr. Yasemin Giritli İnceoğlu, “Kadın cinayetlerinde medyanın haberleri yayınlama biçiminin kadın hakları bakımında toplumsal etkileri”ni irdeledi:

“Medyanın, anlamın toplumsal inşasında bir işlevi olduğunu biliyoruz. Bu bağlamda normalleştirme, kayıtsızlaştırma, dramatizasyon, özdeşleştirme suretiyle medya özellikle ahlak ağırlıklı kültürel kodlar ön plana çıkararak kendi gündemini yaratmamaya özen göstermeli.

Nefret söylemleriyle şiddeti tekrar üreten, cinayeti işleyeni adeta haklı çıkaran, şiddeti normalleştiren ve meşrulaştıran bazı medya, kadını ve kadın cinayetlerini ne yazık ki sansasyonel biçimde cinayetin magazin yönüne odaklanarak vermekte. Sonuç olarak; medya toplumsal cinsiyet eşitsizliğini yeniden üreten ve meşrulaştıran bir araç olmak yerine, kadın hakları odaklı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten bir mücadele alanı ve aracına dönüşmelidir.”

Panelden sonra, yurtdışından 161, Türkiye genelinden 101 sanatçının 568 eserle katıldığı “24. Bireysel Silahsızlanma: Yaşama Hak Tanıyın” Uluslararası Karikatür Yarışması’nı kazananlara ödülleri sunuldu.

Birincilik ödülünü kazanan Ümit Müfit Dinçay’a ödülünü Umut Vakfı Başkanı Özben Önal verirken ikinciliği kazanan İranlı Sajat Rafeei ödülünü Umut Vakfı Mütevellisi ve 3D3 Gayrimenkul ve Turizm AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Özlem Önal’dan aldı.

 

 

Üçüncülük ödülünü kazanan Rus Zlatkovsky Mikhail’e ise ödülünü  Kurucu Başkan halefi ve Yönetim Kurulu Üyesi Damla Soyuer ile Sözcü Gazetesi yazarı Deniz Zeyrek sundu.

 

 

Yarışmada; İstanbul’dan katılan Muhammet Akyıldız ve Ankara’dan katılan Emrah Arıkan’a mansiyon, Endonezya’dan katılan Agus Harsanta’ya da Seçiciler Kurulu Özel Ödülü verildi. Akyıldız’ın ödülünü Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Banu Dedeman, Harsanta’nın ödülünü de Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker verdi.

 

Törenden bazı kareler şöyle:

 

 

İyi haftalar

Umut Vakfı/1.10.2019

 

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN