Post image
Berlusconizm’in babası..


Paolo Sorrentino imzalı Loro kaçırılmayacak bir yergi… Film bugün (29 Mart 2019) gösterime giriyor.

Rüşvet ve şantajlarla destekli, çalkantılı siyasi yaşamıyla yerleşik düzeni sarsan, skandallarla dolu, trajikomik özel hayatıyla da yakın dönem İtalyan politikasına damgasını vurmuş, Berlusconizm denen ucube sistemi getirmiş Silvio Berlusconi, inşaatçı ve yatırımcı olarak edindiği büyük servetiyle ülkesinin en zenginlerinden biriyken 1993’te kurduğu ‘Forza İtalia’ partisiyle politikaya atılmış ve 1996-2011 arasında aralıklarla 4 kez başbakanlık yapmıştı bilindiği gibi. Savaş sonrasında İtalya’da, Muhafazakâr Hıristiyan Demokratların ağır bastığı düzene karşı halkın duyduğu tepkileri arkasına alıp medya üzerinde de büyük bir egemenlik kurarak, ‘halktan gelen milliyetçi ve ayartıcı yeni lider’ havalarında öne çıkmış ve İtalyan kamuoyunu etkileyip durumuna duruma gelmişti Silvio zaman içinde. “Il Divo” (2008), “Muhteşem Güzellik” (2013), “Gençlik” (2015) gibi filmleriyle çağdaş İtalyan sinemasının en önemli yönetmenlerinden biri olan, 1970 Napoli doğumlu Paolo Sorrentino’nun bugün gösterime giren yeni filmi (“O” ya da “Onlar” anlamında) “Loro”, işte İtalya politik yapısını altüst eden Berlusconi’nin hayatını konu edinen biyografik bir film. Sorrentino’nun senaryosunu, Berlusconi’nin birebir yaşadıklarından yola çıkarak Umberto Contarello’yla birlikte yazdığı “Loro”da, medyaya hâkim olmasının yanı sıra işbaşındaki ‘bürokratik seçkin’leri de rüşvet ve şantajlarla kendine bağlayıp sunulan genç fahişelerle iktidardaki söz sahibi yaşlı erkekleri de ayartıp ele geçiren, dünyanın dolar milyarderleri arasında çoktan yerini almış Berlusconi’nin sonradan başına bela olacak, Bunga Bunga denen seks partileri de hayli cüretkâr, pornografik sahnelerle yer alıyor. Vaktiyle tur gemilerinde ağdalı aşk şarkıları da söylemiş olan Silvio’nun kitleleri etkilemekte büyük etkiye sahip futbola da el atarak 1986’da satın aldığı İtalya’nın en ünlü kulüplerinden Milan’a başkan oluşu, AB parlamentosunda yaptığı, politikacıları aşağılayan konuşmalar, vs. filan da var filmde.

Sistemin hikâyesi…

Kısacası, Berlusconi’nin 2013’te iktidardan düşüp yeniden iktidara gelmeye çalıştığı dönemini anlatan “Loro”da Sorrentino’nun anlattığı sadece Silvio’nun değil onun sisteminin hikâyesi. Filmin başında, içki ve kokainle karışık bir muhabbet sonrasında, namuslu geçinen, yerel bir işadamına teknede seksi bir fahişeyi ikram eden, büyümek, ihaleleri kapmak isteyen, genç taşra zengini Sergio Morra (Ricardo Scamarcio) üzerinden burjuvazinin nasıl bir yozlaşma ve ahlaki çöküntü içinde olduğunu ima eden Sorrentino böylece Berlusconi’nin liberal İtalyasında iş bağlama ve bitirmenin en sağlam yöntemlerinden birini gözümüze sokuyor. Filmin yan karakteri konumundaki, TV dizilerine oyuncu bulan ve işini büyütmek isteyen bir firma patronu olan, bunun yolunun da iktidardaki medya imparatoru Silvio’yla tanışıp onunla çalışmaktan geçtiğinin farkındadır ve Silvio’nun villasının karşındaki villayı kiralayıp içine doldurduğu onlarca seksi kadın ve erkekle sonunda Silvio’nun dikkatini çekmeyi başarıyor Morra. Bu şamatalı açık hava partilerinin 2.5 saatlik filmin nerdeyse yarısını aldığı “Loro”nun esas baş karakteri Berlusconi’yi boyalı peruğu, pişkin çehresiyle harika oynuyor yönetmenin gözde oyuncusu Toni Servillo. Tam bir kadın budalası olmasına karşın onu hep horlamış, küçük görmüş, tapınakları görmek için uzakdoğu seyahatine çıkmış, ayrılmanın eşiğindeki karısı, heykeltraş Veronica’ya (Elena Sofia Ricci) hala aşık olan Silvio, Veronica’yı yeniden kazanmak için film boyunca çabalar durur ama nafile..

Her zamanki gibi yine mükemmel bir görsellik yakalamış yönetmenin kendine özgü keskin mizahıyla bezediği şıngırdak anlatımına Lele Marticelli de müzikleriyle destek vermiş. Tony Servillo’yla Ricardo Scamarcio’nun performanslarıyla öne çıktığı filmin iki olumlu karakteri de Veronica’yla kendini satmayan genç kadın. Sorrentino’nun Berlusconi bağlamında yakın dönem İtalyan siyasal iklimini alabildiğine hicvettiği, aslı 4 saat süren ama 157 dakikaya indirilmiş sinema versiyonunu seyrettiğimiz “Loro”, kaçırılmayacak, sıra dışı bir biyografi denemesi özetle.

(Cumhuriyet, 29.03.2019)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN