Post image
Belalı coğrafyanın kurbanları
Rahab, kocasından boşandıktan sonra 7 ay hapiste kalmış.

Rahab, kocasından boşandıktan sonra 7 ay hapiste kalmış.

Reuters Ürdün’deki mağdur kadınları yazdı… Ortadoğu’da kadının kaderi ya ‘namus’ uğruna öldürülmek ya da Ürdün’deki gibi koruma adına hapse atılmak.

Ürdün’de “namus” gerekçesiyle şiddet kurbanı olan kadınları Reuters haber yaptı. Ülkede meclisin ay başında tecavüzcünün kurbanıyla evlenmesi ve 5 yıl boşanmaması halinde tecavüzden yargılanmamasını sağlayan ceza yasasının 308. maddesini kaldırması “tüm tecavüz kurbanlarının” zaferi olarak karşılanmıştı. Mart ayında ise namus gerekçesiyle işlenen cinayetlerde faillere yargıçlar tarafından ceza indirimine gidilmesi yasaklanmıştı. Ancak namus gerekçesiyle işlenen cinayetlerin en yüksek oranlarda olduğu ülkelerden biri olan Ürdün’de kadınları namus teröründen “korumak” için yürürlüğe konan 60 yıllık yasa kadınların “tehditlerden korunabilmesi için” süresiz olarak hapse atılabilmesini öngörüyor.

Sığınaklar yetersiz

52 yaşındaki Fatima’nın 30 yıl önce yaşananları, acı hikayesini anlatırken bir yandan da eli hayatını kökünden değiştiren yara izinin üzerinde. Misillemelerden korktuğu için gerçek ismini bile veremeyen Fatima’nın kız kardeşi evlilik dışı hamile kalınca babaları faturayı iki kızına da kesmeye karar veriyor. Baba tarafından vurulan kız kardeş ölüyor, komşuların polise haber vermesi sayesinde Fatima yaralı olarak kurtarılıyor, ancak yedi ayını hastanede geçirdikten sonra yasa gereği tam 22 yılını demir parmaklıklar ardında geçiriyor. Bir hayır kurumu tarafından işletilen sığınakta tek başına yaşamını sürdürmeye çalışan Fatima’nın “Hayatım gitti, gençliğim gitti, bu dünyada dilediğim her şey gitti” sözleri yaşananların tek cümlelik özeti gibi.

Gerçek ismini vermek istemeyen bir başka kadın, 32 yaşındaki Rehab, kendisine şiddet uygulayan kocasından boşandıktan sonra 7 ay hapiste kalmış. Rehab, “Hapiste kendilerini merdivenlerden atanlara, bileklerini kesebilmek için lavaboları kıranlara, birbirlerini boğarak öldürmeye çalışanlara” şahit olduğunu anlatıyor.

Kadın hakları örgütlerine göre şu anda Ürdün hapishanelerinde bulunan bin 700 kadından yaklaşık yüzde 65’i bu yasanın kurbanları. Kadınların “koruma amaçlı hapse atılması”, bir yandan da her türlü suçtan içeride olanlarla aynı bölümde kalmaları, yetkililer tarafından şiddet gören kadınlar için sığınaklar gibi çözümlerin yetersizliğine bağlanıyor. Danimarka merkezli İşkenceyi Önleme, Tedavi ve Araştırma Merkezi DIGNITY, 2014 tarihli raporunda kurbanların kendilerini suçladıklarını, izole edilmiş, zulme uğramış, reddedilmiş hissetiklerini kaydetmişti.

(cumhuriyet.com.tr,20.08.2017)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN