Post image
Adalet bu mu?

 

Öyle bir karar ki, toplumun vicdanını yaraladı… Hem de ne yaralama…

Adalete olmayan inancı iyice perçinledi…

Hemen her gün işlenen kadın cinayetlerini adeta daha da teşvik eder mahiyette tartışmalarına neden oldu…

Evet bir mahkeme ki, aslında mahkeme demeyelim, “mahkeme heyeti” demek lazım… Çünkü mahkemeler yargıç ve iddia makamı olan savcılardan oluşur… Mahkeme heyetini oluşturanlar;  toplum vicdanını yaralayan bu kararı verirken ve bu kararın altına imza atarken yüreklerini ve vicdanlarını bir yerlerde mi bırakmışlardı, gözleri kör, kulakları sağır mıydı?

Evet, evet hunharca öldürülen üniversite öğrencisi Pınar Gültekin davasından söz ediyoruz…

Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi; Muğla’da 16 Temmuz 2020 tarihinde 27 yaşındaki Pınar Gültekin’i “elleriyle boğmaya çalışıp, boynuna altı kez dolayıp, bir kez de ağız kısmından halat geçirerek dertop edip, bir varilin içine koyup, varilde yakan ve varilin üzerine beton atan” sanık Cemal Metin Avcı’yı (32) “haksız tahrik” indirimi uygulayarak 23 yıl hapse mahkum etti…

Avcı, “canavarca hisle eziyet çektirerek ve tasarlayarak öldürme” suçundan yargılanıyordu…

Mahkeme heyeti gerekçeli kararında; Avcı’nın Gültekin’i varilde yakmaya çalışmasının “canavarca bir hisle veya eziyet çektirmeye yönelik olmadığını” iddia etti:

“Sanık Cemal Metin’in sırf öldürmüş olmak için öldürme veya ölenin acısından zevk alma veya öleni kurban etme gibi bir düşünce içerisinde hareket ettiğine dair her hangi bir delil bulunmadığından mahkeme somut olayda söz konusu nitelikli halin uygulama şartlarının gerçekleşmediğini kabul etmiştir.”

Allah aşkına bir kadını öldürmek, varilin üzerine beton dökerek diri diri yakmak “canavarca his” değil de ne?

Kararda; eziyet çektirerek öldürme yönündeki değerlendirmede, maktulün hemen öldürülmemesi, belirli bir süre acı çektirilerek öldürülmesinin gerektiği belirtildi. Ve sanığın maktule yönelik yakma fiilini gerçekleştirmedeki amacının eziyet çekmeye yönelik olmadığı vurgulanarak “cesedi yok ederek yakalanmaktan kurtulma ve suç delillerini yok etmeye yönelik olduğu” kaydedildi. Ve de, “Cemal Metin Avcı’nın evlilik dışı ilişkilerini eşine ve çevresine söylemekle kendisini tehdit edip menfaat temin ettiği  kaydedilen Pınar Gültekin’e duyduğu öfkeyle suçu işlediğinin dikkate alınmasıyla haksız tahrik hükümlerini uygulama şartlarının tamamının gerçekleştiği” belirtildi.

Eeee… “Cesedi ve delilleri yok etmeye yönelik olduğu” belirtilen sucu işleyen ve Pınar Gültekin’i varile koyup yakan şahıs, bu gerekçelerin ışığında “haksız tahrik indirimi”ni mi hak etmiş oluyor…

Pes doğrusu…

Hemen her gün kadın cinayeti işlenen, masum genç kızların başına musallat olan ahlaksızlarca öldürüldüğü bu ülkede; bu kararın altına imzasını atan yargıçların eşi, dostu, varsa çocukları  ne düşüniyor acaba doğrusu çok merak ediyoruz…

Hatırlar mısınız? Bir zamanlar İstanbul’da Garipoğlu ailesinin oğlu Cem Garipoğlu tarafından öldürülen Münevver Karabulut olayını aylar, yıllarca konuşmuştuk…

Münevverin babası Süreyya Karabulut’un da dediği gibi; Pınar Gültekin davası kararı da bir kez daha gösterdi ki; “Yıllardır bu ülkede hem kadınlar hem de adalet katlediliyor…”

11 Şubat 2015’te okuldan evine gelirken bindiği minibüste tecavüz girişimine direndiği için öldürülüp, yakılan Özgecan Aslan’ın babası Mehmet Aslan da, bu kararın kendilerini de bir kez daha üzdüğünü belirterek “Caydırıcı, azmış bir grubu ıslah edici cezalar yerine ödül gibi cezalar veriliyor. Kadınların katledilmesine kolaylık sağlanıyor” diyor…

Evet, mahkemenin bu kararı kesinleşirse; maddi durumları iyi olan, olayın üstünün kapatılması için yardımcı olduğu belirtilen tüm aile üyelerinin beraat ettiği, Pınar Gültekin’in katili de 10, bilemediniz 12 yıl sonra aramızda elini kolunu sallayarak dolaşacak…

Mahkeme Heyet’lerinin böylesine “ÖDÜL” gibi cezaları sürerse de, daha çok genç kızlar, kadınlar öldürülür, öldürülecektir  bu ülkede…

Kadınları öldüren, sonra da verdikleri ifadelerle “haksız tahrik indirimi”nden yararlanıp, az cezayla kurtulmaya çalışanlara ödün verilmemesi, kadın cinayetlerinin önüne geçilecek çalışmalar yapılması dileğiyle…

Hukuk ve adalet hepimize lazım, hepimizin başına her şey gelebilir… Lütfen unutmayalım…

İyi haftalar

Umut Vakfı

 

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN