Post image
Barış istemenin hep suç olduğu ülke!

İnsana inanılmaz geliyor, ama herkes için demokrasinin, eşit hakların, hukukun olmasını istediğimiz ülkemizde barışı istemek hep suç oldu…

Emekli büyükelçi Mahmut Dikerdem’i anımsar mısınız?

Kendisi, 12 Eylül 1980 askeri darbesi öncesi Barış Derneği’nin Genel Başkanı’ydı. Tam bir İstanbul beyefendisi, değerli bir büyükelçi…

Birçok insan onu Mehmet Ali Birand’ın dayısı olarak tanır…

1975 yılında kurulan Barış Derneği askeri darbe sonrası kapm.dikerdematıldı. Başkanı Dikerdem ve onun kadar değerli, yazarından bilim adamına, sanatçısından siyasetçisine, hukukçusuna Barış Derneği’nin tüm yöneticileri, üyeleri tutuklandı, haklarında Barış Derneği 1 ve Barış Derneği 2 iddianameleriyle 12 Eylül darbesi sonrası davalar açıldı. TCK 141 ve 142’nci maddelerden cezalandırılmaları istenen bu aydın, duyarlı insanların tek suçu “BARIŞ”ı istemek ve savunmaktı… Yıllarca zor şartlar altında tutuklu kaldılar, yıllarca yargılamaları sürdü ve nihayet tüm sanıklar 21 Nisan 1991 tarihinde beraat etti…

Acılar içerisindeyiz, yastayız

Ve 12 Eylül darbesinden on yıllar sonra Türkiye’nin geldiği aşama ortada, yine kandan beslenenlere yarayan bir kirli oyun oynanıyor. Hem de, Ortadoğu politikaları Türkiye’ye uyarlanarak… Uygulanan dış politikayla komşularıyla kavgalı hale getirilen ve şiddet sarmalına teslim edilen ülkemizde her gün ocaklara ateş düşüyor…

ank3

Bir iç savaşa sürüklenmek istenen ülkemizde Hava Kuvvetleri Komutanı’nın “iki cephede birden savaşıyoruz” açıklaması dikkat çekerken Ankara’da 10 Ekim 2015 Cumartesi günü, Türkiye tarihinin “Maraş katliamı”ndan sonraki en büyük katliamı yaşanıyor. Hem de göz göre göre…

IŞİD militanlarının Türkiye’de elini kolunu sallayarak dolaştıklarını, hastanelerde tedavi edildiklerini, yani beslenip büyütüldüklerini, kollandıklarını, üsleri bombalanırken onların Türkiye’ye kaçtıklarını sağır sultan bile biliyor… Tüm dünya medyası bunları yazıyor, çiziyor…

Bir tek galiba bizi yönetenler, güvenlik güçleri bilmiyor!

Sonuç… Suruç katliamından 81 gün sonra Ankara’da “BARIŞmitinginde katliam…

ank4Türkiye’nin son aylarda yaşadığı ateş çemberinden çıkması, katliamların, acıların son bulması için “Barış” çağrısında bulunmak isteyen duyarlı insanların katıldığı “Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi” alanı katliam yerine dönüştürülüyor… Ve yine ülkemizin dört bir yanında acı kor gibi yürekleri dağlıyor…

Görünürde IŞİD için kandırılan, beyinleri yıkanan ve canlı bomba olmayı kabul eden iki kişi bombaları patlattı!

ank2

Üzgünüz, yastayız, yüzlerce insanımız ölüp, yaralandığı için isyandayız, acılar içindeyiz…

Bir ünlü yazara göre ise “Ne var bunda. Ortadoğu halkları bu tür katliamları her gün yaşıyor”muş…

Yakışır mı bir yazara böyle bir cümle…

Türkiye Ortadoğu ülkeleri haline dönerse lüks ve şaşa içinde yaşayan bu tür yazar ve çizerler acaba halktan ayrı, aynı rehavet ve keyif içinde yaşayabilecekler mi?

Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, tüm etnik kimlikleri bir çatı altında toplayarak bu Cumhuriyet’i kurmadı mı… Kurarken de dil, din, ırk gibi etnik kimlik farkı gözetmeksizin laik, demokratik bir ülkede yaşamalarını arzulamadı mı…

O on yıllar önce her tür etnik kökeni bir çatı altında toplamak için mücadele ederken bu gün yaşadığımız katliamların sorumluları halkı kutuplaştıran, yurttaşlarını birbirine düşman eden zihniyetler değil mi sizce…

ank1

Saldırıyı şiddetle kınıyoruz

Saldırıyı şiddetle kınarken halkımızı hep birlikte “barış ve huzur” içinde yaşamak için sağduyulu olmaya çağırıyoruz. Terörün her türlüsüne karşı olduğumuzu bir kez daha belirtiyor,   yaşamını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, kederli aileleri ve tüm milletimize baş sağlığı ve sabır, yaralılara acil şifa diliyoruz…

İyi haftalar

Umut Vakfı

 

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN