Post image
41. İstanbul Film Festivali devam ediyor

 

Başak BIÇAK

Dünya sinemasının en yeni örneklerine, kült yapıtlara, usta yönetmenlerin son filmlerine ev sahipliği yapan İstanbul Film Festivali’nin bu yıl 41’incisi düzenleniyor. 8 Nisan’da başlayan film festivali 12 gün sürecek…

İstanbul Film Festivali zengin bir seçkiyle sinemaseverleri ağırlıyor. Dünyaca ünlü festivallerde gösterilen ve pek çoğu ödüllerle dönen eserlerin yer aldığı festival kapsamında, 43 ülkeden 164 yönetmenin filmi gösterilecek.

İşte, festival takipçileri ve meraklıları için seçkinin önde gelen yapımları:

The Story of My Wife: On Body and Soul’ün yönetmeni Ildikó Enyedi’nin yeni filmi, Cannes’da Altın Palmiye için yarışan bir edebiyat uyarlaması…

Alcarras: Altın Ayı Ödülü’nü kazanan ilk Katalanca film olan Alcarras, Estiu 1993 ile tanınan Carla Simon’un imzasını taşıyor.

Rabiye Kurnaz vs. George W. Bush: Festivalin açılış filmi, 11 Eylül’ün ardından Guantanamo’ya gönderilen oğlunu kurtarmaya çalışan bir kadının gerçek öyküsü…

Rimini: Goodnight Mommy’nin yaratıcılarından Ulrich Seidl ve Veronika Franz’ın birlikte yazdığı film, ilk gösterimini Berlin’de yaptı.

The Feast: Lee Haven Jones’un nefis manzaralar eşliğinde çektiği filmi, folk horror türünde bir sistem eleştirisi…

The Novelist’s Film: Hong Sang-soo’nun ilişkiler, sinema ve edebiyat hakkında çektiği filmi, Berlin’den Büyük Jüri ödüllü…

Nitram: Justin Kurzel’in Cannes’dan ödülle dönen filmi, Avustralya tarihinin en kanlı olaylarından Port Arthur Katliamı’nı ele alıyor.

After Blue: Locarno’dan FIPRESCI ödüllü film, uzak bir gelecekte, vahşi bir gezegende geçen sıra dışı bir bilim kurgu…

Occhiali Neri: Giallo türünün ustası Dario Argento, yıllar sonra Berlin’de galasını yaptığı kanlı bir filmle geri dönüyor.

As In Heaven: 1800’lerin sonunda bir çiftlik evinde yaşananları konu alan film, San Sebastian’dan ödül kazandı.

Freaks Out: İlk gösterimini Venedik’te yapan film, Nazi işgali altındaki Roma’da, bir sirkte çalışan bir grup arkadaşın yaşadıklarını konu ediniyor.

Robe of Gems: Natalia López Gallardo’nun yönettiği film, Meksika taşrasında yaşayan üç kadının kaderinin ıstırap ve pişmanlıkla kesişmesi üzerine…

Flux Gourmet: Berberian Sound Studio ve In Fabric filmlerinin yönetmeni Peter Strickland’ın ‘garip, stilize ve bol yemekli komedisi’, prömiyerini Berlin’de yaptı.

After Yang: Cannes ve Sundance seçkisine giren Kogonada imzalı film, robotların bebek bakıcısı olarak satın alındığı bir dünyayı tasvir ediyor.

Crossroads: Mahmut Fazıl Coşkun imzalı belgesel, Türk görsel sanatının dünyaca ünlü dört ismini bir araya getiriyor.

Birlikte Öleceğiz: Hakkı Kurtuluş ve Melik Saraçoğlu’nun yeni filmi, İstanbul’da varlıklarını sürdürmeye çalışan bir çiftin öyküsüne odaklanıyor.

Klondike: Ukrayna-Rusya sınırında yaşayan ve evini terk etmeyi reddeden hamile bir kadının başına gelenleri anlatan film, Berlin ve Sundance’ten ödüllerle döndü.

Kerr: Tayfun Pirselimoğlu’nun son filmi, babasının cenazesi için geldiği kasabada, bir cinayete tanıklık eden bir gencin hikâyesini anlatıyor.

The Four Walls: Bahman Ghobadi imzalı film, ailesiyle memleketinden uzakta, İstanbul’da müzisyenlik yapan bir adamın mücadelesini ele alıyor.

Her Şey Dahil: Volkan Üce, belgesel türünde çektiği filminde, kapitalist dünyada ayakta kalmaya çalışan iki adamın dönüşümüne odaklanıyor.

(Cumhuriyet Pazar, 10.04.2022)

Bu Yazıya Hiç Yorum Yapılmadı.

SİZ DE YORUM YAZIN